RSS / XML
Foto Galeri
Video Galeri
Bu haber 03 Haziran 2012, Pazar 08:52:43 tarihnde eklendi. 2273 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Anaklia Sazanları

GÜRCİSTAN, KATLİAMINA YOL AÇTIĞI DAĞLI KAFKAS HALKLARININ TORUNLARINI ANAKLİA'DA AĞIRLADI
Anaklia Sazanları Fatih Atan (A'tanba)


03/06/2012. Değerli okuyucular 21 Mayıs anmalarına asıl damga Gürcistan’ın Abhazya sınırında bulunan Anaklia sahilinde “Jamestown – Çerkes Soykırım Anıtı” açılışında vuruldu.


Abhaz ve Kuzey Kafkasya halkları bu açılış törenini ve katılımcılarını hiçbir zaman için unutmayacaktır.


Gürcistan’ın, Pentagon koridorlarında gündeme konulan ve “Jamestown – Çerkes (!) Soykırım Anıtı” açılışı ile bir aşaması gerçekleştirilen plan, Kafkas Diasporası ve Kuzey Kafkasya’dan katılan “Piyonlar” ile 2014 “Sochi Kış Olimpiyatları” açılışına kadar çeşitli etkinlikler ile sürecek.


Anaklia sahilinde açılışı yapılan soykırım anıtının neden Abhazya sınırında yapıldığı, “George Soros” Gürcistan Cumhuriyeti Başkanı Mihail Saakaşvili’nin Gürcistan Parlamentosu’nu Tiflis’ten eski krallık merkezi Kutaisi’ye taşıması ile örtüşmesinin sonuçlarını önümüzdeki günlerde hep birlikte yaşayacağız.


Bizlere göre gerçekleştirilen bu iki hamlenin çeşitli amaçları bulunuyor.


Birincisi -   Mihail Saakaşvili, politik olarak sıkıştığı ve muhalefet karşısında Ekim 2012’de yapılacak olan devlet başkanlığı seçimlerinde psikolojik üstünlük sağlamak için Parlamento’yu Tiflis’ten 1810 yılına kadar Krallık sisteminin başşehri olan Kutaisi’ye taşıdı.


Kutaisi, bilindiği üzere VIII. Yüzyılda Abhaz Kralı II. Leon Döneminde “Abhazya Krallığı”nın başşehri olarak görev yapmıştı. Saakaşvili, “Büyük Gürcistan” idealinin bitmediğini ve Gürcü Halkının ırkçı söylemler ile çevresinde toplanabileceği “hayali” içerisinde bulunuyor.


Abhazya Ortodoks Kilisesi tarafından alınan Mayıs 2011’de Gürcistan Kilisesinden ayrılma kararı karşısında Gürcü Ortodoks Kilisesi’nin günümüze kadar süren kavgası belleklerde ki yerini koruyor. (Bknz:   http://www.abhazyam.com/haber/970/abhazya-kilisesi-gurcistan-kilisesinden-ayrildi.html


Ve Mihail Saakaşvili son şansını deniyor.


Dünya’da birçok örneğinin görüldüğü, köşeye sıkışan liderlerin oynamış oldukları, “DİN “ ve “IRK” söylemleri ile halkları kıyıma uğratan en tehlikeli oyunu oynamaya çalışıyor.  


İkincisi  - Abhazya’nın ve Güney Osetya’nın Gürcistan Toprakları içerisine katılması hayaline ABD, AB, NATO Üyesi Ülkeleri de katma girişimi.


Abhazya ve Güney Osetya’yı, askeri saldırılar ile Gürcistan’a katma hayali 2008 Ağustos – Güney Osetya Saldırısı ile bir başka bahara kaldı.


2008 Ağustos sonrasında Gürcistan, önce Abhazya ile “Genişletilmiş Federasyon” yapılanması adı altında birleşebileceği mesajını dünyaya iletti. Ardından bu birleşmenin “Abhaz Diasporası” desteği ile olacağı açıklamaları geldi.


Aslında bu politika, Saakaşvili’nin Washington ziyareti sonrasında Pentagon tarafından kendisine dikte ettirildi.


Washington’un Moskova ile özellikle Kafkasya’da askeri çatışma ortamına girmek istememesi, Afganistan ve Orta Doğu’da Rusya’nın desteğine gereksinimi olmasından kaynaklanmaktadır.


Gürcistan, Abhazya ile bütünleşme politikalarında Abhaz Diasporası desteğini bulabilmek için, Türkiye’de yaşayan Abhazların yoğun olarak bulundukları bölgelere barış elçileri gönderdiler. (İnegöl – Bursa – Düzce vb.)


Abhazlarında Gürcistan Diasporası olduğunu, sorunlarının çözümü için destek verebileceklerini açıkladılar.


Abhaz Diasporası’nın bazı temsilcileri ile görüşmelerde bulundular. Ancak Abhaz Diasporasından gerekli olan desteği bulamadılar.


Gürcistan Yönetimi bu sefer Abhazya’ya baskıyı AB üzerinden yapmaya çalıştı.


AB’nin Abhazya ile siyasal ilişkiye girilmemesi, ancak kültürel – sosyal ilişkileri kurabileceği kararını alması sonrasında Abhazya ve Güney Osetya Vatandaşlarının AB Toprakları üzerinde kullanabilecekleri “Tarafsız Pasaport” adı altında bir belge oluşturdular. Sözde bu pasaportu alan kişiler Gürcistan Vatandaşı sayılmayacaktı. Ancak bu belge de tutmadı.


Abhazların Rus Pasaportu olsa bile ABD ve AB Ülkelerine gidebilmeleri için vize verilmesi konusunda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. 


AB’nin Abhazya’ya Gürcistan üzerinden maddi yardım sağlama girişimleri de başarı sağlayamadı.


Ancak AB’nin Abhazya’da kültürel – sosyal ilişkiler kurulması için çalışma yapan STK’ları varlıklarını sürdürüyorlar. Bu kuruluşlar Abhazya ve Gürcistan arasında sosyo – kültürel uzlaşmanın temellerini oluşturmaya çalışıyorlar.


Türkiye’de bu girişimlerin içerisinde Abhaz Diasporası’nın bir kısmını katarak yer almaya çalışıyor.


Gürcistan’ın Abhazya’nın ve Güney Osetya’nın Diasporaları ile çevrelenmesi girişimi başarısızlık ile sonuçlandı.


Gürcistan’ın bu başarısızlıklarını örtebilmek için yine Pentagon tarafından kotarılan Kuzey Kafkasya halklarının ve Diasporalarının devreye sokulması planı gündeme getirildi.


Çeçenlerin bir bölümü zaten Gürcistan’da ki Pankisi Vadisinde yaşayanların kanalı ile son yirmi yıldır bir biçimde Rusya’ya karşı verilen mücadelenin içerisinde bulunuyordu.


Aslında bu mücadelede bir tarafta Fanatik Ortodoks Hıristiyan Gürcistan, diğer tarafta ise Fanatik Müslüman Vahabi Mezhebi Mensubu Çeçenler, Rusya’ya karşı ittifak haline geldiler.


Bu da incelenmesi gereken bir konu olarak karşımızda duruyor.


Pentagon’un, özelde Adıge Diasporası’nın Rusya’nın Sochi şehrinde 2014 Kış Olimpiyatlarını düzenleme kararı alınması sonrasında devreye sokulan tepkisinin Gürcistan ile yükseltilmesi, uluslar arası topluma taşınması planı gündeme geldi.


Birden bire ABD STK’sı olan Jamestown Vakfı ortaya çıktı ve 2010 yılında Tiflis’te Adıge Diasporasından bazı kişilerinde utangaç olarak katıldıkları Kafkasya konulu bir toplantı düzenlendi.


Aslında bu toplantı ileride yapılacak olan eylemlerin başlangıcı idi.


Tiflis’te göle çalınan maya Adıge Diasporası’nda ciddi çalkantılar yarattı. Tiflis’te ki ikinci toplantıya bu sefer utangaçlıklarını bırakarak katıldılar.


Maya tutmuştu.


Adıge Diasporası’nda “Çerkesya Hayali”nin Çerkesya Yurtseverleri, Çerkes İnisiyatifi Hareketi vb. unsurlar tarafından gündeme getirilmesi, özellikle genç kesim üzerinde ciddi bir destek gördü.


Aslında yeni olduğu vurgulanmaya çalışılan bu unsurlar KAFFED içerisinde çalışmalarını yıllardır sürdürüyorlar.


KAFFED içerisinde etkisini sürdüren AB - ABD Destekli Adıge Diasporası ciddi bir ayrışmaya girdi.


Çerkes = Adıge diyenler artık günümüzde konuşma ve yazılarında sadece “Çerkes” ve “Çerkesya” deyimlerini kullanıyorlar.


Bu ironiler gittikçe artacaktır.  


Gürcistan, Pentagon Koridorlarında ki senaryonun yaşama geçebilmesi amacı ile Rusya’nın Kafkasya’da ki etkisini kırmak için bir hamle daha yaptı.


Kuzey Kafkasya Vatandaşlarının Gürcistan’a girişlerinde vize uygulamasını tek taraflı olarak kaldırdı.


Tiflis’te “Çerkes Kültür Derneği” açılışını yaptı. Bu açılışa Kabardey – Balkar’dan Abhazya Kurtuluş Savaşı Kahramanı İbrahim Yağan’da katıldı. (Abhaz kökenli)  


Temmuz 2011’de Gürcistan Parlamentosu “Çerkes Soykırımı”nı tanıdı.


Aslında Gürcistan yapmış olduğu “Soykırım” (!) hamlesi ile kendisini de zor durumda bıraktı.


Çünkü arşivler açıldığında “Kuzey Kafkasya”da Rus Çarlığı tarafından sürülen halkların topraklarından edilmesinde Gürcistan’ın da rolü açık olarak ortaya çıkacaktır.


Gürcü feodallerinin, Kuzey Kafkasya’da ki dağlı “Müslüman” halkların “Hıristiyan” Gürcü köylerine saldırdığını belirten ve Rus Çarlığından yardım isteyen mektuplarını, Kafkas Halklarının direnişini yok eden Çarlık Ordusunun Merkezinin Tiflis’te olduğunu, sürgün edilen Abhazların topraklarına Gürcü ve Megrellerin yerleştirildiğini belgeleyecek olan bir sürü kanıt ortaya çıkacaktır.


Ancak yıllardan beridir, Türkiye’de Anti - Rus ve Anti – Komünist İdeolojiler altında yoğrulmuş olan Kuzey Kafkasya Diasporası, “Türk - İslam” ve “Çerkes - İslam” mayası içerisinde kıvam oluşturularak beyinleri yıkandı, gözleri kör edildi ve günümüze kadar getirildi. 


Artık SSCB Döneminde Kafkasya’ya giderek kardeşlerini esaret altından kurtararak “Çerkesya”yı kuracaklarını açıklayan dönüşçü kardeşlerimiz, günümüz koşullarında “Çerkes - İslam” ideolojisine bağlı olarak Kafkasya’ya giderek yerleşenler ile birlikte “Çerkesya”yı kurmak için kendilerine güçlü (!) bir ortak buldular.


Gürcistan!


Gürcistan, “Kafkasya Satranç Oyunu”nda hamlelerini bırakmadı, özellikle Türkiye’de bulunan akademik kuruluşlar ile ilişkiye girerek Kuzey Kafkasya ve Abhazya üzerine toplantılar düzenlemeye başladı.


Ankara’da “Çerkes Soykırımı” adı altında sergi açtılar ve Adıge Diasporası’nın önemli bir bölümü tarafından destek alarak eylemlerini hızlandırdı.


Son hamlesini, Abhazya Sınırı’nda bulunan Anaklia’da “Çerkes Soykırım Anıtı”nı açarak yaptı.


Özellikle bu anıtın neden Abhazya sınırında açılması, neden Tiflis’te açılmamasının sonuçlarını hep birlikte göreceğiz.


Yukarıda belirttiğim gibi, eğer Tiflis’te olsa idi Gürcistan “Kafkas Sürgünü”ndeki sorumluluğunu da “Tescillemiş” olacaktı.


Ancak Pentagon tarafından düzenlenen senaryoda Gürcistan, Rusya karşısında her zaman için “mağdur” rolünü oynayacaktır.


Bu oyun içerisinde kendilerine “piyon” rolü biçilen Kafkas Diasporası insanları ise, Jamestown Vakfı tarafından finanse edilen Anaklia Etkinliklerinde oyunlarını oynamak için (ki içerisinde Abhazya Kurtuluş savaşına katılanların, TC’de ki Devrimci Mücadelede bulunanların, Türk – İslam, Çerkes – İslam ideolojisine inananların, Kafkasya’da kendini Çerkes Hissedenler ve Kafkasya’da herkes Çerkes diyenlerinde bulunduğu) Kuzey Kafkasya’dan, Türkiye’den, Avrupa’dan, ABD’den vd. ülkelerden gelerek hazır bulundular.


Anaklia’da ki açılışa katılan ve Gürcistan Devlet Yönetimi tarafından ağırlanan Abhazya Savaşı Gazisi Adıgeler, artık savaş madalyaları ve Abhazya Pasaportlarını gönül rahatlığı içerisinde Abhazya Cumhuriyeti Devleti yöneticilerine teslim edebilirler. Çünkü Tarih onlara yeni bir rol biçti.

 

Tarihin bir cilvesi olarak Abhazya’nın sınırında, atalarının katliamında önemli rolü olan "Hıristiyan" Gürcülerin Torunları ile birlikte Kuzey Kafkasya Halklarının "Müslüman" (!) Torunları el ele “Çerkes Soykırım Anıtı”nı açtılar.


Evet! Adıge kökenli Mahmut Bi’nin dediği gibi “Anaklia Kentinde Açılan Çerkes Soykırım Anıtı, Çerkes Milleti (!) İçin Dönüm Noktası Olmuştur” (Bknz: http://cherkessia.net/news_detail.php?id=5393)


Ben bu açıklamaya  “Çerkes Soykırım Anıtı”, Anaklia’ya gelen Adıgelerin Pentagon koridorlarında kendilerine biçilen “Piyon” görevlerini sürdürmeleri için verilen bir “Yem”dir eklemesi yapıyorum.


Ve diyorum ki.


Sizler “bu yem”in ucunda ki oltaya düşünmeden atılan,


Sazan Balığısınız!


Karadeniz sahilinde oltaya takılan Adıge İnsanları, tarih sizleri “Piyon” olmanın yanı sıra “Sazan Balığı” olarak da anacaktır.
  

www.apsnypress.info
 

Facebook Facebook Digg Digg Google Google Del.icio.us Del.icio.us
Diğer Fatih Atan Yazıları
Fatih Atan - Eleştirilere Yanıt

Değerli Peserey Hamit ve Xhust Erdoğan: Kişiliğim hakkındaki yorumlarınızı biraz geç de olsa yorumlamak isterim. öncelikle şunu belirtmek isterm ki uzun bir yanıtlama yapmayacağım ve sadece Adıge kardeşlerimizin içerisinde yaşanan çalkantıya kısa bir örnek vereceğim.

 

Bildiğiniz gibi, özellikle Türkiye'de "Çerkes" Kavramı çok ciddi tatışmalara yol açmaktadır. Kuzey Kafkasya Halklarında bu kavram yeni olarak kullanılmaya başladı. Orada her halk kendi ulusal kimlikleri ile anılıyor. Şapsıghlar bile özerk bölge yapılanmalarına sahip ve kendi adları ile anılıyorlar.

 

Ancak Türkiye'de yaşayan tüm Kuzey Kafkasya Halklarını tek bir pota içerisinde ergitme çalışmaları son günlerde yoğunlaşmaktadır. Hazar'dan Karadeniz'e kadar Herkes Çerkes diyenler (KAFFED, ÇHİ, Kafkasya Forumu, BirKAFFED,vb.) ile Kendisini Çerkes Hissedenler (Çerkesya Yurtseverleri, Jineps vb) aslında ortak noktada anlaşıyorlar. "Çerkes"

 

Bugüne kadar Adıge = Çerkes, Çerkes = Adıge diyen Çerkesya Yurtseverleri yazarlarının neden son yazılarında artık Adıge kavramını çıkardıklarını, Çerkes kavramını neden kullandıklarını hiç düşündünüz mü, ya da onlara sordunuz mu?

 

Artık Adıge Ulusu kavramı onlar için bir engel teşekkül etmektedir, içerisine Abhazya Cumhuriyeti topraklarını da katan Çerkesya Haritası ile yaratmaya çalıştıkları "Çerkesya Hülyası" içerisinde Adıge Ulusu deyimi itici gelmektedir.

 

Bu topraklar içerisinde kendisini Çerkes hissedenlerin yönetiminde, nasıl olacaksa, Rusya Federasyonu yapılanmasından halkları kurtaracak ve "Çerkes İslam" Devleti kuracaklar.

 

Bu benim yorumum, bu yoruma karşı çıkabilirsiniz, tezler öne sürebilirsiniz, ancak beni halkları birbirine düşman eden insan gibi göstermeniz, benim halkların kardeşliğine olan inancımı yok edemez.

 

Bizler, Abhazya Kurtuluş Savaşı sırasında kurduğumuz ve savaş sırasında hem üyesi hem de Sekreteri olarak bulunduğum KADK'nin çalışmalarında Abhaz, Çeçen, Adıge, Oset Dayanışmasını net olarak gösterdik. Bugünde göstereceğiz. Bundan hiç şüpheniz olmasın.

 

Eleştirilerinizi kişiselleştirmeden, bilimsel verilere oturtarak özgürce yapabilirsiniz, eğer hatalarım varsa ben de kendimi düzeltirim. Bu konuda da hiç bir şüpheniz olmasın.

 

Saygılarımla.

 

Fatih Atan (A'tanba)

Bir Bilen - Piyona Sazan Olmayınız

Peserey Hamit, Xhust Erdoğan. Dikkatli olunuz Rus piyonuna yem olmayınız. Fatih Atan bildiğiniz ATAN işte, zavallı görevini layığıyla yapmaya çalışıyor. Hiç bir Çerkezin ciddiye almaması gereken şahıstır. Yorum sansürü konusundada ATIYOR. Benim çeşitli mahlaslarla yaptığım bir çok yorumu işine gelmediği için yayınlamadı. Ciddiye alınacak biri değil. Abazalarla Çerkezleri birbirine düşürmek için canla başla çalışan bir zat.

 

Editör Yorumu: Sevgili "Bir bilen", "Türko", "Gürcili" vb. Sizin hakaret, küfür ibaresi taşıyan yazılarınızın engellenmesinin nedenlerini bizlerden daha iyi biliyorsunuz. Bu yazınız bile, hakaret unsuru taşımasına rağmen diğer okuyucular görsün diye yazınızı onların yorumuna bırakıyoruz.

 

Saygılarımızla.   

Xhusht Erdogan - !!!!
Cerkes Adigedir Adige Cerkesdir
Xhusht Erdogan - !!!!
Cerkeslerin cikis arayisi gerege yapmis olduklari calsimalarin degil Abhaz-Adige kardesligi zarar görsün sizi olaylari cok cirkin bir dil ile yorumlamaniz ve kiskirtici tarzinizdir zarar verdirecek olan, sanirim bu dilide bilincli kullaniyorsunuz.saygilarimla
Xhusht Erdogan - !!!!

"İkinci konu ise, siz Gürcistan'ın BM üyesi bir devlet olarak soykırımı kabul ettiğini söylüyorsunuz ama BM'e üye olan 6 ülke tarafından bağımsızlığı kabul edilen Abhazya Cumhuriyeti'nin her yıl sürgünü andığını, Suhum'da sürgün anıtı bulunduğunu, Abhazya Parlamentosu'nun Çarlık döneminde yaşanan olayları kınayan bir kararı yıllar öncesinde aldığını çabuk unutuyorsunuz." yazmisiniz, Abhaz yanin Cerkes soykirimini kabul karari varmi? sakin bahs etdiginiz kinam yazisi Abhazya Abhazlarina islenmisler ile alaklai olmasin. önceki yorumu yapan arkadasin dedigi gibi biraz EMPATI.

 

Editör Yorumu: Değerli Xhust Erdoğan, önce şunu belirtmek isteriz ki “Çerkes” Kavramı bizler için tartışmalı bir konudur. Onun için bu konuda tartışmaya girmek istemiyoruz.

 

Abhazyam.com İnternet Sitesi genelde Abhaz Diasporasına hitap etmekte ve Abhazya’nın bağımsızlığının dünya üzerinde tanınmasına destek vermektedir. Abhazya Cumhuriyeti2ne zarar verecek konulara da dikkat çekmektedir.

 

Abhazya Cumhuriyeti Parlamentosu 15.10.1997 Tarihinde Parlamento Başkanı Sokrat Cincolia’nın başkanlığında ki toplantıda almış olduğu 10 Maddelik bir karar kabul etmiştir. Tabii ki Abhaz halkının 19. yüzyılda yaşamış olduğu sürgün hakkında kararını belirlemiştir. Ve bu 10 maddelik kararın 1. Maddesini sizinle paylaşmak isteriz.

 

Madde 1 -   19. Yüzyılda Abhaz halkının Osmanlı topraklarına sürgünü ağır bir insan hakları ihlali ve soykırım olarak kabul edilmelidir.

 

Diğer konuları başkaları ile tartışın lütfen.

 

Empati için önce daha önceki yorumu yapan arkadaşımız ile birlikte halkların birbirlerinin “Ebedi” düşmanları olamayacağını benimseyerek başlayabilirsiniz.

 

Birde Empatinizi, Abhaz – Adıge – Oset – Çeçen ulusları ile birlikte bütün Kafkas halklarının “Çerkes” olmadığına, ancak “kardeş” halklar olduğuna yoğunlaştırın.    

Peserey Hamit - ...

Yuz binlerce ve hatta milyonlarca Cerkesi katleden topraklarindan eden Rusya ile kardeslik baglarini her gecen gun guclendiren Abhazya ve Abhazlarida biz unutmayacagiz.. Tarih bu ihanetinizin hesabini muhakkak odetecektir..... Olmadi degil mi ? Cunku bu iliskiler bir siyaset agidir. Politikadir. Abhazyanin ve abhazlarin gunumuz itibari ile yapmasi gereken budur cunku. Ve bu yizden kimse sizi suclayamaz.. Gurculerin sizlere ettiginin katbe kat fazlasini Ruslar bize yapmistir ama hic bir Cerkesin sizleri Rusyayla olan ilskileriniz dolayisi ile kinamaya hakki yoktur.. "Ve hic bir ABHAZ'in bizi kinamak gibi bir luksu yoktur. O veya bu sebeple BM uyesi bir ulke soykirimi taniyacakta bizde hadi ordan diyecegiz oyle mi?? Gulerim size.. Onlarin bu iste cikarlari elbette vardir. Onlarin oldugu kadar bizimde var.. Ve politika karsilikli cikar iliskisidir.. Bakiniz Turkiye bile ebedi dusmani ! Yunanistanla bile iki komsu hatta kardes ulke imiscesine masaya oturabiliyorlar.. Azicik insaf. Azicik empati. Azicik kendine bakmak. Bir tutamda vicdan.. Iste size lazim gelen budur.. Admine Not; Bu yorumu eklemeyecek kadar kendinizden gecmemissinizdir umarim.. Saygilarimla...

 

Editör Yorumu: Sevgili Peserey Hamit, öncelikle yazınızın sonunda ki yorumların "sansürlendiğini" ima eden yazınıza yanıt vererek başlayalım. Şunu bilin ki bugüne kadar Abhazyam.com'a gönderilen yorumlar içerisinde hakaret, küfür ve tehdit taşımayan hiçbir yorumun okuyucular ile buluşması engellenmemiştir.


Hakaret, küfür ve tehdit taşıyan yorum sayısı da 2 adettir. Bunların dışındaki bütün yorumlar yayınlanmıştır. bu konuda hiçbir şüpheniz olmasın. Sizler yorumlarınızı gönderin.


Gelelim yazınıza, öncelikle belirtmek isteriz ki Abhazyam.com Yazarları, yorumcuları gibi yazılarında özgürdürler, Basın genel ahlak kurallarını göz önüne alarak yazılarını özgürce yazmaktadırlar. Sizler gibi.


Yazınızda belirtmiş olduğunuz bir takım saptamaları kabul edemeyeceğimizi size belirtmek isteriz. Aslında sizin bütün siyasal yapınızı belirleyen cümle ".. Bakiniz Turkiye bile ebedi dusmani ! Yunanistanla bile iki komsu hatta kardes ulke imiscesine masaya oturabiliyorlar.." içerisnde saklı bulunuyor.


Sevgili Hamit, hiç bir ulus birbirinin ebedi düşmanı olamaz, bunu düşünen ideolojinin hangi anlama geldiğini sizler bilirsiniz. Abhaz ve Gürcü Halkları birbirinin ebedi düşmanı değildirler. Tarihsel süreç içerisinde halkları birbirine düşman olarak gösteren ve çatıştıran olayları bir gözden geçirin. Ne demek istediğimizi anlarsınız.


Sadece bir örnek vereyim, SSCB'nin parçalanması sonrasında Abhazya cumhuriyeti Parlamentosu, Gürcistan Devleti Yönetimi'ne içerisinde federal yapılanma gibi konularında olduğu konuları görüşmek üzere çağrı yapmıştı, Gürcistan Yönetimi'nin nasıl karşılık verdiğini ve günümüze kadar geçen siyasal süreci bir düşünün.


İkinci konu ise, siz Gürcistan'ın BM üyesi bir devlet olarak soykırımı kabul ettiğini söylüyorsunuz ama BM'e üye olan 6 ülke tarafından bağımsızlığı kabul edilen Abhazya Cumhuriyeti'nin her yıl sürgünü andığını, Suhum'da sürgün anıtı bulunduğunu, Abhazya Parlamentosu'nun Çarlık döneminde yaşanan olayları kınayan bir kararı yıllar öncesinde aldığını çabuk unutuyorsunuz.


Ve Abhazya Cumhuriyeti Bağımsız bir cumhuriyettir. Bunu da hiçbir zaman için unutmayın!


Ayrıca, Adıgelerin yoğun olarak yaşamış olduğu, günümüze kadar dil ve kültürlerini yaşatabildiği SSCB ve şimdiki Rusya Federasyonu dönemini çabuk unutmuş gürünüyorsunuz. ki Adıge Cumhuriyeti, SSCB sonrasında kuruldu.


Gürcistan ve Rusya Federasyonu BM'e bağlı devletlerdir. Ve aralarında Abhazya ve Güney Osetya gibi önemli bir sorun bulunmaktadır. Gürcistan elinden geldiği her koşulu bu olayın kendi lehine kullanılması için uluslararası arenada mücadele vermektedir. 1864 olaylarını da bu amaçla kullanmaktadır.


Yazarlarımız bireysel olarak yaşanan gelişmeleri özgürce değerlendirme ve düşüncelerini belirtme hakkına sahiptirler. Sizler de bunu yapabilirsiniz.


Ancak Adıge Cumhuriyeti, Karaçay - Çerkesk Cumhuriyeti, Kuzey Osetya Cumhuriyeti, Kabardey - Balkar Cumhuriyeti'nden bu konuda Gürcistan'a destek veren bir açıklama günümüze kadar gelmemiştir.  Yani sizlerin kaçırmış olduğunuz konu Devletlerin poltikaları ile sivillerin davranışlarını birbirine karıştırmanız ve Abhazya Cumhuriyeti ile Diasporasını hemen "İhanet" ile suçlayabilmenizdir.


Evet Abhazyam.com yazarı Fatih Atan, kendi görüşlerini belirterek Gürcistan'ın uygulamış olduğu politik oyunda Adıgelerin, özelde de Adıge Diasporasının dikkat etmesi ve oluşabilecek sonuçta hangi konuma düşebilecekleri uyarısında bulunuyor.


Bizlerden sizlere en naciz uyarımız, yazılan yazıları ve olayları tarafsız bir biçimde irdelemeniz, Adıgelerin toplumsal - siyasal - kültürel güçlenmelerini kendi ülkeleri içerisinde başarıya ulaştırabileceklerini ve Diasporanın onlara yön veremeyeceğini, Gürcistan gibi devletler tarafından özelde Adıge Diasporası'nın bazı unsurlarına uzatılan "havuç" politikası karşısında  özelde de hiçbir zaman için ülkelerine gidipte yerleşmeyecek olanların daha çok duyarlı olmalarını bilmeleridir. 


Saygılarımızla.         

Bütün Yorumları görmek için tıklayınız!
Hava Durumu
ANKET
Aleksandr Ankvab'ın Siyasete Dönüşünü Onaylıyormusunuz
Diger anketlerimiz için tıklayın...
Yol Durumu

©
Copyright 2011 Abhazyam.com Her hakkı saklıdır.