RSS / XML
Foto Galeri
Video Galeri
Bu haber 16 Eylül 2020, Çarşamba 12:42:24 tarihnde eklendi. 656 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Stanislav Tarasov

BOP’da Değişiklikler mi Var?
Stanislav Tarasov

 

STANİSLAV TARASOV “AB, TÜRKİYE’YE TEŞHİS KOYDU. YENİ BİR İMPARATORLUK DOĞUYOR.

20/08/2020. Moskova. 19 Ağustos 2020. REGNUM. . Foto: İvan Shilov. Çeviri: Fatih Atan (Atanba - Тванба). Büyük Orta Doğu'nun stratejik ortamında, nitel öneme sahip önemli değişiklikler oluşuyor ve tüm dış aktörlerin bu bölgedeki stratejilerini yeniden ayarlamaları gerekiyor. Brüksel'in Türk imparatorluk projesinin canlanmasına karşı kendi reçetesi olmadığı için,  bugüne kadar, şimdilik, AB'nin Türkiye'den uzaklaşıp sorunların çözümünü erteleyeceği açık olarak ortada duruyor.

AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Başkanı Josep Borrell, 24-25 Eylül tarihlerinde düzenlenecek olan ve Yunanistan ile diyaloğun Akdeniz'deki krizin çözümünde ilerleme kaydedilmemesi halinde Türkiye'ye karşı yeni yaptırımları değerlendireceği, AB dışişleri bakanları zirvesinin arifesinde, Avrupa Parlamentosunun bir oturumunda “imparatorluklar geri dönüyor” konulu bir konuşma sırasında. Ve Türkiye’nin, Rusya ve Çin ile birlikte “yükselişte olan” üç ülkeden biri olduğunu belirtti. 

Borrell'e göre Ankara “geçmişte bizim tarafımızdan zayıflatılmıştı”, ancak “bugün hem AB komşuluk bölgesinde hem de küresel dünyada yeni koşullar yaratılıyor.” Borrel, Avrupa Birliği'ni “genel olarak haklarını ve çıkarlarını savunmaya hazır olduğunu göstermeye, özellikle de tehdit altındaki Yunanistan ile Kıbrıs'la” yakın zamandaki tırmanışı durdurmak, sorunlarımızı çözmenin ve ilişkilerimizi iyileştirmenin yollarını aramak “için” Türkiye ile asgari bir güven ve diyalog kurma” çağrısında bulundu. ... Diplomat sözlerini, “Liderlerin zor kararlar alma zamanı geldi” diye bitirdi. Aslında bu konuşma, Ankara'yı “yeni bir imparatorluk” kurmakla suçlayan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un tezini destekliyor. Macron'un da belirttiği gibi, “Kıbrıs, Suriye, Libya ve Irak topraklarını gelişi ve işgalinde görüldüğü gibi, emperyal bir bölgesel gücün (yani Türkiye) kendi tarihi hakkında bazı fantezilerle geri döndüğünü, yabancı ülkeleri sömürmeye çalıştığını görüyoruz.”…

Fransa, dünyanın bu bölgesindeki olaylara tarihsel olarak duyarlıdır. Kuzey Afrika'daki (Tunus, Fas, Cezayir), Sahra Altı Afrika'daki (Moritanya, Senegal, Burkina Faso, Mali, Nijer, Çad) ve Orta Doğu'daki eski kolonilerini her zaman bir etki alanı olarak gördü. Doğu (Lübnan, Suriye). 2000 yılından bu yana Paris, Türk imparatorluk projesini rakip olarak algılayarak Afrika ve Orta Doğu'da yeniden nüfuz oluşturmak için iddialı bir program yürütmektedir. Şimdi Fransa, AB'yi hem Ortadoğu ve Doğu Akdeniz ile hem de Türkiye'de yeni jeopolitik gerçekleri göz önünde bulundurarak bir çıkarlar dengesi aramaya yönelik yeni bir eylem stratejisi geliştirmeye çağırıyor. Macron, “Almanya ve diğer ortaklar, Türkiye’nin gündeminin bugün için sorunlu olduğu konusunda bizimle hemfikir olmaya başlıyorlar. Altı ay önce bazıları sadece Fransa'nın Türkiye'yi çeşitli nedenlerden dolayı suçladığını söylese de, şimdi herkes sorunu görüyor” dedi.

Borrell, AB'nin 30 yıldır sözde ortak Avrupa vizyonunu güçlendirirken, birleşik bir Avrupa yaratarak “emperyal çekiciliğinden” kurtulduğunu, ancak “dışarıda var olan egemenlerin, devletin tek egemenliğini savunan egemenlerin ve içerideki yönetimlerin” iktidara gelmesinin fırastını kaçırdığını iddia ediyor. ... Bu gelişmeler neden dolayı gerçekleşti? Buradaki entrika, Türkiye'deki imparatorluk modeline dönüşün, Brüksel'in zımni oluruyla Washington tarafından zımnen desteklenmiş olmasıdır. Sadece bu model Amerikalılar ve Türkler tarafından farklı olarak algılandı. Bir keresinde 2009 yılının sonunda iktidar partisindeki milletvekilleri önünde konuşan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, eski ABD Başkanı Bill Clinton ile yaptığı görüşmelerden birinde kendisinden Türkiye'nin artan dış politika faaliyetinin nedenlerini açıklamasını istediğini söyledi. Davutoğlu, “Haritanın üzerinde 1000 kilometre çapında bir çemberi bir pusula ile daire içine alın - 20 ülkeyi kapsayacak, 3000 kilometre çapında bir çemberi de daire içine alırsak - 70 ülkeyi kapsayacak. Türkiye kendisini ilgilendiren bu ortam ile ilişkilenecektir ” açıklamasında bulunduğunu belirtti.

ABD'ye gelince, Kemalizmin ideolojik mirasını terk etmeye ve sözde ılımlı İslam'a geçişe yönelik “döngüsel diplomasi” yönlimine ilgi gösterdiler ve Ankara'yı AB'deki olağan jeopolitik gelişme yerine Müslüman dünyasında lider olması umuduyla cezbetti. Ama aynı zamanda Türkiye, sadece, eski Osmanlı İmparatorluğu sınırları içindeki nüfuzunun restorasyonuna değil, Türk dünyasına doğru da itildi, her şeyden önce Ortadoğu'da ki Kürtler ve Araplar başta olmak üzere Ankara'dan koptular. Kazakistan, Özbekistan, Azerbaycan ve Kırgızistan için Avrupa Birliği analoğu olarak konumlandırmaya çalıştıkları Türk Devletler Topluluğu'nun (Türk Konseyi) ortaya çıkması bir tesadüf değildir. Ancak kabul edilmelidir ki, Ankara'nın başarısı sadece Azerbaycan yönünde görülmektedir. Orada “bir millet, iki devlet” ifadesi kullanılmaktadır. Bakü, özel bir analiz gerektiren Dağlık Karabağ'ı feda ederek Ankara ile aktif bir entegrasyon politikası izliyor.

Uzmanların çoğu, gerçekleşen şeyin Osmanlı devletinin canlanması olmadığı, ancak tamamen yeni, yalnızca Türk imparatorluğunun kurulmakta olduğu konusunda hemfikir. Bu nedenden dolayıdır ki, Macron AB'nin önüne Türkiye'yi Doğu Akdeniz'den, Kuzey Afrika'dan ve bazı Arap ülkelerinden ihraç etme görevini belirlerse, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye'nin Güney Kafkasya'da etkin olarak nüfuzunu göstermesini ve dikkatinin Orta Asya'ya doğru gerçek kaymasını değerlendirmek zorunda kalacak. Bu arada, Ortadoğu'da Kürt sorununun çözülmesi ve Dağlık Karabağ sorununun Güney Kafkasya'da çözülmesi olasılığını göz önünde bulundurursak, bu durum dönüşüm için bir tetikleyici olabilir. AB de dahil olmak üzere dış oyuncular, “kimin dost, kimin düşman” olduğunu ve hangi yöne döneceğini henüz belirlemedi. Bugüne kadar, Brüksel'in Türk imparatorluk projesinin canlanmasına karşı kendi reçetesi olmadığı için, şimdilik, Ankara’dan uzaklaşacağı sorunu açık olarak ortada duruyor.

Kaynak: https://regnum.ru/news/polit/3064700.html

www.abhazyam.com 

Facebook Facebook Digg Digg Google Google Del.icio.us Del.icio.us
Diğer Konuk Yazar Yazıları
Bütün Yorumları görmek için tıklayınız!
Hava Durumu
ANKET
Aleksandr Ankvab'ın Siyasete Dönüşünü Onaylıyormusunuz
Diger anketlerimiz için tıklayın...
Yol Durumu

©
Copyright 2011 Abhazyam.com Her hakkı saklıdır.