Stanislav Tarasov | Konuk Yazar , Abhazya haberleri

Fidan, Pompeo’nun Kopyasına Karşı

12/02/2017. Stanislav Tarasov. 9 Şubat 2017. REGNUM. Çeviri: Fatih Atan (A’tanba - Тванба). CIA Başkanı Mike Pompeo Türkiye’yi ziyaret ediyor. Bu onun yeni görevinde ilk yabancı ülke ziyareti, o ABD ve Türkiye devlet başkanlarının – Donald Trump ve Recep Tayyip Erdoğan - telefon görüşmesi sonrasında ziyaretini gerçekleştirdi. Pompeo, ziyareti sırasında Türkiye devlet yönetimi liderleri ve meslektaşı Türk Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı (Milli İstihbarat Teşkilatı – MİT) hukuk doktoru Fidan’la da görüşecek.

Rus Özel İstihbarat Servisleri ve uzmanları tarafından iyi bilinen, profesyonel karakteri olan bir istihbaratçı. (Hakan Fidan – Abhazyam.com) O, Ortadoğuda ki tüm en zor sorunların içerisinde bulunan, hem içeride hem dışarıdaki önemli olayların ve etkinliklerin başlatıcısı iyi bir usta ve aynı zamanda devlet başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üzerinde büyük bir etkisi olan, defalarca onun gizli görevlerini yürütmiş bir kişilik. Bu arada Fidan, 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye’de yaşanan başarısız darbe girişiminin bastırılmasında rol oynamıştır. O, sözde “Arap Baharı” ve İŞİD’in ne zaman, nasıl ve kim tarafından kurulduğu (RF Tarafından faaliyetleri yasaklanan organizasyon) hakkında herşeyi, ya da sözde herşeyi biliyor, Kürt sorununu denetleme ve kontrol görevini sürdürüyor, ABD’nin Ortadoğuda uygulamış olduğu politikaların “özelliklerini” konuşmaz isek, Suriye konusunda, Türk – Rus ittfakı projesinin hazırlanmasına ve uygulanmasına bizzat katılmıştır.

ABD, CIA Başkanlığınıa siyasi olarak atanan, Pompeo’ya gelince, The Nation, Amerikan baskısında “Trump’ın çevresi ulusal güvenlikten sorumlu generallerin bir bölümü tarafından çevrildi – Mike Flynn, ulusal güvenlik danışmanı olarak, James Mattis, Savunma Bakanı olarak ve Jhon Kelly, İç Güvenlik bakanı olarak atandılar.” Bilgisini veriyor. The Nation, yazısında “Pompeo – Çay Partisi ekibinden, 2010 yılındaki Kansas 4. Bölge seçimlerinden zaferle çıkan acemi Kongre üyesi ve petrol çalışanı.kesin olarak yabancı istihbarat dünyasında bir acemi, o sadece 2013 yılında Özel İstihbarat Komitesi Daimi Üyesi görevine geldi ve bundan önce de 2012 yılında Bingazi Özel Komisyonu üyesi olarak çalıştı.” diyor. Gerçek olan, Trump, Pompeo’yu, bu kişinin güvenilir olduğunun göstergesi olan,Ulusal Güvenlik Birliği (CNB) üyeleri arasından seçti. Ancak, hepsi bu.

Ortadoğu sorunu hakklında bilgi için, bu bölgedeki siyasi süreçlerin ana bileşenlerini gerçek anlamda kavrayabilmek, onların iç yapılarını anlayabilmek için uzun zaman ister, bu da ABD devlet başkanı için yetersiz. Bu nedenden dolayıdır ki, Pompeo’nun Türk meslekdaşı Fidan’la yaptığı görüşme, eski CIA yönetimi tarafından verilen görevlerin bir nevi “Kopyasını Yinelemek”, ya da yeni direktifler vermek biçiminde gelişmiştir. Eğer kopya vermek biçimnde olmuşsa, bu Türkiye’nin eski sorunlarını çözmüyor, yenilerini inşa ediyor, Obama Yönetiminin Suriye Kürtlerine karşı uygulamış olduğu politika olan, silah ve askeri techizat verme uygulaması, devlet başkanı Trump tarafından da silah ve askeri techizat verilerek sürdürülüyor. Bu anlamda, böylece, ABD’nin yeni CIA başkanı, Ankara’ya “Tatlı Havuç” hazırlayamaz. Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce Barak Obama yönetiminin ortadoğu politikalarını eleştirmişti, yeni devlet başkanı Trump’dan da Suriyeli Kürtlerin “Demokratik Birlik” partisine destek vermemesini istiyor. Pompeo’nun “Dünyanın terörizmin en büyük sponsoru olan devletle olan anlaşmaların terk edilmesi gerekir” sözlerinde bulunduğu gibi, ABD Başkanı Trump ve CIA Başkanı Pompeo’nun İran’a karşı sert eleştirileri ile ilgili olarak. Bu tür tezler, İran’la nükleer olmayan konularda yapılan anlaşmalar hakkında geniş bir yelpaze içerisinde bir dizi sorular yaratıyor: “Hizbullah”a olan destek; Irak, Suriye ve Afganistan’daki çatışmalardaki rolü; onun Basra körfezindeki silahlı kuvvetlerinin güçlendirilmesi ve orta menzilli füzelerin yerleştirilmesi programı koşullarını yaratacaktır.

ABD’nin yeni yönetiminin önünde bulunan en önemli paradoks, Türkiye’ye sunulacak olan, Suriye savaşında kilit rolde bulunan İran ile, mümkünse de Rusya ile oluşturulan ittfaktan çekilme önerisi olarak duruyor. Yani, ABD’nin desteği, “ABD’nin Önemli Müttefiki” olarak belirtilen Türkiye açısından, ulusal güvenlik stratejisi açısından önemli bir unsur olarak nitelendirilen, ülkenin güvenliğini tehdit eden, (RF Tarafından faaliyetleri yasaklanan organizasyon) “Türkiye’nin IŞİD’e karşı savaşında” belli belirsiz bir ortamda gerçekleşiyor. ABD devlet başkanı Trump ve CIA Direktörü Pompoe, özellikle İran ile, daha geniş bir proje ile çatışma projesini Türkiye üzerinden denemek üzere çakışan sinyaller veriyorlarsa, bölgede temel anlamda yeni bir konum yaratmak istiyorlardır. Aynı zamanda, Türkiye devlet yönetimi ve Fidan, CIA’nin yeni başkanı Pompoe’nin bu ilk kontrol ziyaretinin, bölgede kendi dış politikasını kuracak olan Beyaz Saray’ın, yeni bir jeopolitik manzara yaratacığını anlamaktadırlar.

Türkiye, şu ana kadar hata yapmadı. Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın “Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması Türkiye açısından önemli bir unsur olarak görülmektedir ve komşu ülkede herhangi bir bölünmeye yol açacak olan önerileride kabul etmiyoruz” açıklamasında bulundu. Ancak, Türk Gazetesi Hürriyet “Trump ve Erdoğan yakın bir zaman içerisinde buluşacak” diye yazıyor. Tarih için – Mart ayı deniyor. Ya da, Erdoğan’ın Mart ayında Moskova’ya yapması planlanan ziyaret öncesi, ya da sonrası mı gerçekleşecek, belli değil. Bu önemli bir nüans, Trump’ın Pompoe aracılığı ile Türkiye Cumhurbaşkanına, bazı koşullar sunacak, sonra Moskova ziyaretinde, Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin ile yapacağı görüşme sırasında “uygulatacak”. Ancak, bunun tersi de olabilir, çünkü, Rusya – Türkiye – İran, Suriye sorunu konusunda ki toplantıda henüz bir uzlaşmaya ulaşılmadı, ABD’li yayın organı The National Interest, ABD baskısındaki “İran ile Olası Bir Savaş” yazısında, ABD’nin Sünni Monarşi Koalisyonu (Arap Birlikleri – Abhazyam.com), Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün ve elbette ki Türkiye ile “Yoklama Yaparak” koalisyona hazırlamaya çalışıyor.

Her koşulda, Washington, “İran’ın Suriye’de kazanması, ülke içerisinde ekonomik ve jeopolitik olması, ötesinde de başarılı olması” karşısında Ankarayı sadece ikna etmeye çalışmıyor. Bu nedenden dolayıdır ki Ankara “ABD ile pazarlık yapabilmek için”, “Rusya ile taktik anlamda işbirliği konusunda kendi stratejisini belirlemek zorundadır”. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, herhangi bir seçim yapmadan önce ciddi düşünme durumu var. Türk İstihbaratının başındaki Fidan’ın Pompeo görüşmesi sonrasında yazmış olduğu rapor, ilginçtir. Ancak, ne olursa olsun, tüm işaretler, Ortadoğu’da bir sonraki dönemde “Büyük Oyun” oynanacağını gösteriyor.

Kaynak: https://regnum.ru/news/polit/2236914.html