RSS / XML
Foto Galeri
Video Galeri
Bu haber 12 Nisan 2013, Cuma 00:55:36 tarihnde eklendi. 1613 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Nurettin Yedigöl

SEVGİLİ NURETTİN, HATIRLARMISIN, SENİNLE İSTANBUL – ADAPAZARI KARA TRENİ’NDE KARANLIK BİR GECEDE SON KEZ OLDUĞUNU BİLMEDEN GÖRÜŞMÜŞTÜK
Nurettin Yedigöl Fatih Atan (A’tanba)


12/04/2013. Sevgili fakülte arkadaşım Nurettin Yedigöl’ün annesi Zeycan Yedigöl’ü 12 Nisan 2013 Tarihinde İstanbul Gayrettepe 1. Şube önünde eylem çağrısı yapan video görüntüsünde görünce ben de 32 yıl öncesine döndüm.


Ve kendi annemi gördüm.


Belki de, kayıpların annelerinin yanında benim annem o dönemin sıkıntısını çekmesine rağmen, “Metris’in Önündeki Kahve” de sobanın önünde ısınarak görüş saatini beklerken “şanslı” (!) anneler arasında bulunuyordu!


Sevgili arkadaşım Nurettin Yedigöl’ün anısına bu kısa yazıyı yazmayı kendimde bir borç olarak gördüm.


12 Eylül 1980 Askeri Darbesi bütün hızı ile aralıksız sürüyordu.


İstanbul’da, belirlenen evlere baskınlar düzenleniyor ve sürek avları yapılıyordu.


Darbe döneminde yapılan baskınlarda yakalanan kişiler, ilgili, ilgisiz birçok faili meçhul olayı, yaşamış oldukları işkencelerde kabulleniyorlar ve tanısın, tanımasın bazı kişilerin isimlerini de olayların içerisine katıyorlardı.


İşkencelerde isimleri belirlenen, ancak olaylarla hiçbir ilgisi bulunmayan kişilerde yeni sürek avları arasına giriyorlardı.


Ve bu kişiler, kendilerinin sürek avı içerisinde olduklarını, ancak, bir biçimde yakalandıklarında anlıyorlardı.


12 Eylül darbesi öncesinde, 4 Ay kısa devre askerlik sürecim olan 1982 Mart dönemine kadar geçen süre arasında doğum yerim olan, İzmit Büyük Derbent Nahiyesi Ortaokulu’nda ücretli olarak İngilizce öğretmenliği görevine başladım.


12 Eylül Darbesi öncesinde yapılan baskınlarda yakalanan bir kişinin işkencede, kendisi katılmamasına rağmen bazı faili meçhul olayları üstlendiğini ve eylemlerde verdiği isimlerin arasında ismimin bulunduğunu öğrendim.


12 Eylül Darbesini de öğretmenlik yaptığım B. Derbent’te karşıladım.


Ev baskınları sırasında, İstanbul’daki anne – baba evine herhangi bir olay yaşanmadığını, aranmam ile ilgili herhangi bir takip olmadığını öğrendim.


Hatta! Bir gece apartmana, baskın düzenlendiğini, ailemin ve tüm apartman sakinlerinin baskının bizim daireye yapıldığını zannederek kapının çalınmasını beklediklerini, ancak çocukluk arkadaşım olan ve siyasi olaylar ile hiçbir ilgisi olmayan bir arkadaşımın evine baskın yapıldığını öğrendim.


Bu baskın bile başlı başına o dönemi anlatan traji-komik olaylardan birisidir. 


Yine de İstanbul’a belli aralıklarla gittim.


O dönemde İstanbul – Adapazarı arasında buharlı trenler (Kara Tren) çalışıyordu.


Bende İstanbul – Büyük Derbent arasındaki ulaşımımı bu trenler ile sağlıyordum.


Sevgili arkadaşım, Nurettin Yedigöl ile son görüşmemiz, 12 Eylül Darbesi’nin yaşandığı, 1980 yılının son dönemine rastlıyor.


1980 yılının son ayları ya da 1981’in ilk ayları idi, İstanbul’un soğuk ve yağışlı bir gecesinde B. Derbent’e gitmek için Haydarpaşa garından, Adapazarı’na kalkan son trene bindim.


O dönemde, insanlar, tanıdık, tanımadık kimsenin ilgisini çekmeden, yaşadıkları yerlere ulaşmaya çalışıyordu.


Tren’de bazı vagonların ışıkları da yanmıyor, loş ve soğuk oluyordu. Oturmak için uygun bir kompartıman ararken, Karanlık bir kompartımanın birinden “Fatih” diye bir ses duydum.


Geriye doğru baktığımda, Fakülte arkadaşım Nurettin Yedigöl’ü gördüm.


Aslında Nurettin, benden 1-2 yıl önce okulu bitirmişti. (İst. Üniversitesi İşletme Fakültesi)


Kendisinin Hereke Halı Fabrikası’nda çalıştığını duymuştum.


O da Hereke’ye gidiyormuş.


Uzun zamandan beridir görüşmediğimiz için öğrencilik dönemimizdeki anılarımızdan ve 12 Eylül’ün baskıları altında nasıl yaşayabildiğimizden söz ettik.


Bende ona bir kişinin işkencede ismimi verdiğini o yüzden arananlar listesinde bulunduğumu söylemiştim.


O da çok dikkatli olmam konusunda beni uyarmıştı.


Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan tren Hereke’ye geldi.


Birbirimizi dikkatli olma konusunda uyardık ve “görüşmek üzere” diyerek kucaklaştık ve ayrıldık.


Ve ben tabii ki bilemezdim, onunla bu görüşmemizin son olacağını.


Ta ki, Gayrettepe’de bulunan 1. Şubenin 1981 Ağustos ayının o sıcak gününe kadar.


Bir kişinin zor barınabildiği, ancak sekiz kişinin üst üste tıkıldığı 1. Şube hücresine kadar.


Sevgili Nurettin! Sorguların, işkencelerin, gecenin ve gündüzün birbirine karıştığı günlerde hücrede, HK davasından yakalanan bir genç ismini söyleyene kadar ben senin hala Hereke’de olduğunu düşünüyordum.


O zor günlerde aramızda konuşurken, İşletme Fakültesi’nden Nurettin Yedigöl’ün de Nisan döneminde şubede olduğunu ve işkencede yaşamını yitirdiğini, ailesinin cenazesine ulaşamadığını, kaybedildiğini öğrendim.


HK’lı çocuk, senin kafana çivi çakılarak öldürüldüğünü söylüyordu. 
  

Başımdan kaynar sular aktı.


Ve, aradan 32 yıl geçmesine rağmen, ben hala o karanlık İstanbul – Adapazarı Treninde ki konuşmamızı, birbirimize sarılarak vedalaşmamızı en sıcak tazeliğinde koruyorum.


12 Nisan 1981 - 12 Nisan 2013, tam 32 yıl geçmiş ve sevgili Nurettin, annen ve arkadaşların Gayrettepe’deki 1. şube önünde seni arıyorlar.


Şuna inanmanı isterim ki fizik olarak orada olmasam bile, ruhen onların yanındayım.


Bunu sen zaten biliyorsun!


Ancak 18 Nisan’da Ankara’daki mahkemeden herhangi bir sonuç çıkmayacağını bildiğim için orada olamayacağım.


Türkiye Halkları, Bugün adına “süreç” denilen komediyi sürdürenlerin peşine takılmaya çalışılarak, “Akil Köleler” yöntemi ile ancak faşist dönemlerde yapılan uygulamalarla (12 Eylül Dönemi Danışma Meclisi) bir yerlere götürülüyor.


Sevgili Nurettin, senin ve daha nice faili meçhullerin katilleri bulunup mahkemelerde mahkûm olmadığı sürece Türkiye’de demokrasinin gelmeyeceğini bir kez daha vurgulamak istiyorum.


Sevgili arkadaşım Nurettin!


Şunu bilmelisin ki, her Cumartesi günü bende “Cumartesi Anneleri”nin yanındayım.


www.abhazyam.com          
 

Facebook Facebook Digg Digg Google Google Del.icio.us Del.icio.us
Diğer Fatih Atan Yazıları
Bütün Yorumları görmek için tıklayınız!
Hava Durumu
ANKET
Aleksandr Ankvab'ın Siyasete Dönüşünü Onaylıyormusunuz
Diger anketlerimiz için tıklayın...
Yol Durumu

©
Copyright 2011 Abhazyam.com Her hakkı saklıdır.