RSS / XML
Foto Galeri
Video Galeri
Bu haber 16 Mart 2012, Cuma 15:52:17 tarihnde eklendi. 1302 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Stanislav Tarasov

STANİSLAV TARASOV “SAAKAŞVİLİ İKTİDARINI KORUMAK İÇİN GÜNEY KAFKASYA’DA YENİ OYUNLAR PEŞİNDE”
Stanislav Tarasov Bir Sonra ki İstasyon……


16/03/2012. Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili’nin iktidara geliş tarihi ile ilgili olarak, özellikle Eduard Şevardnadze yönetimine karşı Rusya’da ki güçler tarafından aktif bir biçimde desteklenerek iktidara gelişi hakkında çok şey söylenebilir. Bu durumda bizler bu güçlerin bugüne kadar Rus Yönetiminin koridorlarında “yalpalanıp durduklarını” işaret edebiliriz, zaman, zaman “Rusya – Gürcistan Uzlaşması” düşünce ve senaryolarının Rus Basın – Yayın Organlarında dillendirildiğini unutmayalım. Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’in Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlıklarının tanınması kararı hakkında “Kesin Kararımızdır ve hiçbir biçimde değişemez” açıklamasının zamanlaması da tesadüf değildir. Ve devlet başkanlığı seçimlerini kazanan başbakan Vladimir Putin’inde niçin onunla görüşmeyeceğini ve bunun olamayacağını, Saakaşvili’yi yalancı ve suçlu olarak gördüğü açıklamaları göz önüne alındığında bu kararını sürdüreceğini doğal karşılamak gerekir.


Elbette ki Ağustos 2008 Savaşı hakkında konuşmalar sürüyor. Orada, Leninst – Stalinist Devlet Yapısının çökmesi ile Kafkasya’da doğal ve tarihsel bir sürecin başlaması ile kesin bir bağlantısı bulunmaktadır. Gürcistan, Rusya’yı “Emperyalizm” ile suçlayarak, sonunda “Güçlü Mesih”in (Stalin) Güney Kafkasya’daki sınırları yasal olmayan bir biçimde oluşturduğunu ve kesin olmadığını fark ederek toprakları herhangi bir zaman içerisinde, dış müdahale ile geri alma koşullarının bulunduğunu ve bunu ülkeler arasındaki sorunlarda bölgesel ve uluslar arası anlaşmazlıklarda kullanma yolunu seçti. Ancak bu durum Gürcistan’ı farklı bir konuma getirdi. Daha sonra, belirlenen yeni jeopolitik yaklaşım “Büyük Gürcistan” fikrini ortaya çıkardı. 1941 – 1945 Büyük Vatanseverlik Savaşı sonrasında Kremlin’deki Gürcü gurubunun Türkiye’den “Anadolu’nun doğusunda bulunan Gürcü Topraklarının” geri alınması projesinin bulunduğunu da hatırlatmakla yetinelim.


Bizler, Mihail Saakaşvili’nin yüzünü “Kafkasya’da ki İlk Demokrat” olarak görmüyoruz ve yeni Stalinizmin geriye dönüş psikolojisi içerisinde görüyoruz. Buna bağlı olarak Tiflis’te olaylar gelişmeye başlayınca gelişmeleri daha fazla farkına varıyorlar, batı dünyası şimdi Güney Kafkasya’da giderek ana dış politikası olarak sürdürmüş olduğu Stalinist devlet düşüncesinden vazgeçiyor ve “Büyük Ortadoğu” projesini sunuyor. Özellikle onun devlet çevre düzenlemeleri tam anlamı ile Dağlık Karabağ, Abhazya ve Güney Osetya ile uyum sağlıyor. AGİT Minsk gurubunun Karabağ sorunundaki çalışmalarının “çökmesi” sıradan bir olay değil ve batı, Rusya ile ilişki kurmada bu tür sorunların engeli ile karşılaşmadan Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlıklarını “yutmaya” niyetlendi. Bundan dolayıdır ki, Moskova potansiyel güç olarak batıya karşı, artık inşasına “Arap Baharı” adı altında başlanan “Büyük Ortadoğu” projesinin gerçekleştirilmesinde ortak olma potansiyeline sahiptir. Irak ve Afganistan parçalandı, Mısır ve Libya dağıtılıyor,  ona karşı askeri bir operasyon düzenlenirse Suriye’de yıkılabilir. Moskova Metrosu’nda ki anonsun dediği gibi “Bir Sonraki İstasyon……..”


Bundan dolayıdır ki, Saakaşvili, Rusya’nın göz ardı edilmesi mümkün değildir diyerek, Kafkasya’da yeni jeopolitik bir görünüm sıkıştırmaya çalışıyor. Ve Kremlin için dünyanın bu bölgesinde ki başarıları övünmesi, neden olmasın. Ve bundan dolayıdır ki, Kremlin kaçınılmaz olarak bölgede bulunuyor, benzer bir olay 1920 yılında Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan’ın Bolşevik olmalarında yaşandı. Saakaşvili, Azerbaycan Parlamentosunda yaptığı konuşmada “Şimdi Rusya’da ne oluyor, pratik olarak 100 yıl önce yaşananlardan pek fazla bir farkı olmuyor,  - Rusya aynı biçimde kendisine yeni ve daha fazla koloniler ilhak etmeye çalışıyor” belirlemesinde bulundu. Ancak o sadece bir süreci belirtti ve onun ana nedenini değil. Güney Kafkasya’nın 1920’lerde Kremlin’in ihtilaf devletleri ile yaptığı gizli anlaşma ile Sovyetler Birliğine katıldığını hatırlayalım. Paris ve Londra, Kremlin ile savaşa başlayacağı endişesi ile Konstantinopolis’ de (İstanbul – Abhazyam. com) bulunan Beyaz Ordu askerlerini Bolşeviklere vermeye istekli bulunuyordu.


İşte Tiflis’in şimdi Rusya ile siyasi ilişkilerinde stratejik bir dönüşümün zorunluluğunu hissetmesinin nedeni anlaşılmaktadır. Bu yönde ilk hamle yapıldı: Tiflis, Rus vatandaşları için Gürcistan topraklarına vizesiz girebileceklerini duyurdu. Saakaşvili ikinci hamleyi Bakü’de ki konuşmasında “Rus vatanseverleri güçlü bir Rusya istiyorlar” ve “Bizlerin Rusya ile ortak geçmişimiz bulunuyor, geleceği de birlikte oluşturmak gerekiyor” diyerek duyurdu. Bu – Saakaşvili’nin yüksek nitelikli yeni tezi, meydan okuma anlayışı, şu anda yeni Rus dış politikasının ana uygulamalarının içerisinde nerede ve hangi yönde oturtulabilecektir. Ve daha fazlası.


Moskova, bu aşamada sessiz kalması gerekirken, nedense Saakaşvili’ye bu oyunda yardım etti. Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı, hiçbir başarı şansı olmayacağı belirgin olmasına rağmen Gürcistan ile diplomatik ilişkilerin yeniden kurulması teklifinde bulundu. Ayrıca, Rusya Federasyonu Savunma Bakan Yardımcısı Anatoly Antonov, Rusya’nın Gürcistan ile askeri işbirliğini planlamadığını açıklayarak (Kim bu çağrıyı yaptı ki? – S.T.) “oyuna” giriş yaptı. Tam da bu tür zamanlarda “Ateş Olmayan Yerden Duman Çıkmaz” derler.


Bu bağlamda, Saakaşvili’nin son Bakü ziyareti yeni bir anlam kazanmaktadır. Eğer, onun bu açıklamalarını bazı Rus basın – yayın organlarında Moskova açısından “kışkırtıcı” olarak nitelendirmesine karşılık, onun bu kışkırtıcılığını sadece Azerbaycanlılarla ilişkilendirmek gerekir. Birincisi, O, orada tribünlere hitap ederken Gürcistan’daki yüz binlerce Azeri’nin konumu hakkında tek söz etmeden “Rusya Emperyalizmini” suçladı. İkincisi, Saakaşvili, Ermenistan hakkında tek bir söz bile etmedi. Üçüncüsü, Rusya Federasyonu’nun yeni devlet başkanı Vladimir Putin ile ilgili ortak bir politika geliştirmek için klasik bir zekâ oyunu yaşama geçirmeye çalıştı. Ve sonuncusu, Saakaşvili’nin bölgede uygulamaya koyduğu yeni senaryonun yaratacağı sorunların bedelinin ne olacağıdır. Rusların Güney Kafkasya’ya Gürcü Kralı I. İrakli’nin onlarla 1801 yılında imzalamış olduğu anlaşma ile girdiğini hiç unutmayalım. Kutsal sözlerin dediği gibi, Her şey Tekrar Edebilir.

 

Çeviri: Fatih Atan

                   

Kaynak: http://www.regnum.ru/news/fd-abroad/abxazia/1509856.html#ixzz1p6zURSuy

Facebook Facebook Digg Digg Google Google Del.icio.us Del.icio.us
Diğer Konuk Yazar Yazıları
Bütün Yorumları görmek için tıklayınız!
Hava Durumu
ANKET
Aleksandr Ankvab'ın Siyasete Dönüşünü Onaylıyormusunuz
Diger anketlerimiz için tıklayın...
Yol Durumu

©
Copyright 2011 Abhazyam.com Her hakkı saklıdır.