RSS / XML
Foto Galeri
Video Galeri
Bu haber 03 Kasım 2011, Perşembe 19:03:37 tarihnde eklendi. 1853 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Sezai Babakuş

BAHAR MUŞTUSU...
Sezai Babakuş 01/11/2011. Amerikalı oyun kurucular yavaş yavaş dillendirmeye başladı, ‘Arap Baharı’ndan sonra sırada ‘Kafkas Baharı’ varmış. Gila Benmayor, 30 Eylül 2011 tarihli Hürriyet’teki köşesinde, şimdilerde ‘Atlantik Konseyi’ adlı düşünce kuruluşunun başında bulunan ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Ross Wilson’la yaptığı konuşmaya dayandırıyor, ‘Kafkas Baharı’ muştu’sunu...


Amerikalılar pratik ve pragmatik insanlardır, dünyaya çeki düzen verme işinde çağa uygun yöntemler bulmakta ve bunları iletişim illüzyonuyla dünyaya satmakta hamarattırlar. Yakın zamana kadar bu işi doğrudan CIA, Pentagon, NATO vb. resmi kurumlar üzerinden, hedef alınan ülkelerin askeri ve sivil oligarşık güçleriyle ittifak kurarak ‘yukarıdan darbe’ yöntemiyle yaptılar. Acil hallerde ise doğrudan saldırı ve işgal yöntemi uyguladılar. Devir değişip demokrasi, hukuk, insan hakları vs. dertler çıkınca hemen yöntemlerini revize ettiler. Resmi kurumlarını ve resmi kadrolarını biraz geri çekip, sivil kurumları ve sivil kadroları öne çıkardılar, yöntem olarak da ‘aşağıdan darbe’ye yöneldiler. Resmi kurumların emekli üst düzey yöneticilerini birer ‘düşünce kuruluşu’nun başına geçirip, dünyanın dört bir yanında ‘saha çalışması’ yapmaya, hedef ülkeleri aşağıdan kuşatmaya ve vakti geldiğinde son darbeyi vurmaya başladılar.


Bu yeni yöntem her bakımdan daha efektiftir. Her şeyden önce bu, herkesin kolay yutması için demokrasi sosuna iyice bandırılmış bir yöntemdir. Sonra efendim, hem hukukidir hem de insan haklarını kollama meşruiyetine sahiptir. Malum ülke acımasız bir diktatörlüktür, özgürlük isteyen halk yönetime isyan etmiştir, bu halkın özgürlük savaşına destek olmak ‘hür dünya’nın asli görevidir vs. Buna kim itiraz edebilir, kim karşı durabilir?...


Bu aynı zamanda riski minimize eden bir yöntemdir; işler istendiği gibi gitmezse sorumluluk üslenmek gerekmez, sessizce sahadan çekilmek kâfidir. Kaybedilecek olan, Amerikan Merkez Bankası matbaasının yarım saatlik banknot mesaisidir. İsyan eden halkın telefatı ise cari hesaba ‘saha çalışması zayiatı’ olarak kaydedilecek bir teferruattır.


İletişim illüzyonuyla servis edilen bu ‘aşağıdan darbe’ yönteminin örnek çalışması (case study), yakın coğrafyamızda Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) adıyla çatır çatır işlemektedir. Teorisi ve pratiğiyle nerden baksanız 20 yıllık bir proje, ama meyvelerini daha yeni veriyor. Sonuçları, bundan sonrakileri daha kısa zamanda kotarmaya imkan sağlayacak denli sevindirici...


• • •


BOP için ortamın olgunlaşmaya başladığı günlerde, Amerikalı oyun kurucuların sıkça dile getirdiği şu cümleyi hatırlayın lütfen;


“Büyük Ortadoğu bölgesindeki (Kuzey Afrika’dan Ortadoğu’ya, Kafkasya’dan Orta Asya’ya kadar) bazı ülkelerin durumu hem ekonomik, hem insan hakları açısından kaygı verici.”


Eh, durum kaygı vericiyse bir şeyler yapmak lazımdır. Yapılır da... Birden ortalığı bahar kokusu sarar. Öyle bir misk-i amber ki, bırakın liberallerin teklifsiz teşneliğini, kimi aklı evvel demokratları ve solcuları dahi sarhoş edip “devrim” diye alkışlatmıştır. Ama koku dağılmaya başlayıp, Mısır’da ‘diktatör gitti, yaşasın diktatör’ haline, Tunus’da ve Libya’da şeriat seslerine dönünce, yetmezmiş gibi meczup Kaddafi ulu orta linç edilince kafalar biraz karıştı. Olsun, sonuçta koca devrimin yanında bunlar teferruattır. Bakalım Suriye’de nasıl bir final olacak? Suudi Arabistan ve benzeri sadık ittifak ülkelerde ise sorun yoktur, buralarda zaten gelişmiş bir demokrasi(!) hüküm sürmektedir. Velhasılı BOP’un ilk ayağı, yani Kuzey Afrika ve çekirdek Ortadoğu etabı, İran belası(!) biryana, tamamlanmak üzeredir. Geldi ikinci ayağa, yani Kafkasya ve Orta Asya etabına...


Şimdi, Ross Wilson’un Gila’yla konuşurken sarf ettiği şu cümleyi okuyun:


“Kafkasya ve Orta Asya’daki bazı ülkelerin durumu hem ekonomik, hem insan hakları açısından kaygı verici”


On yıl önce Amerikalı oyun kurucuların söylediğinin aynısı değil mi?. Evet, tıpkısının aynısı...


Buna eklememiz gereken bir ayrıntı daha var. ABD’nin dışişleri eski mensubu, “Atlantik Konseyi” adlı ‘düşünce kuruluşu’nun başkanı Ross Wilson’un ‘kaygı verici’ dediği bölge üzerinde zaten Pentagon eski mensubu, “The Jamestown Foundation” adlı ‘düşünce kuruluşu’nun başkanı Glen Howard üç yıldır canla başla çalışmaktadır. Demek Mr. Howard’ın Tiflis’i merkez alan saha çalışmaları biraz olgunlaştı ki, Mr. Wilson İstanbul’da çıkıp ‘Kafkas Baharı’nın müjdesini veriyor.


Mr. Howard’ın çalışmaları olmasaydı, Mr. Wilson’un sözlerini ‘canım Azerbaycan’ı, Kazakistan’ı falan kastediyordur’ diye duymazdan gelebilirdik. Lakin işin aslı öyle değil; Mr. Wilson’un sözleri, Mr. Howard’ın çalışmalarıyla birlikte mana ve ehemmiyet kazanıyor. Tiflis’i ‘merkez üs’ yapan Mr. Howard’ın öncelikli çalışma sahası ise Kuzey Kafkasya. Mr. Howard’ın üç yıldır sürdürdüğü saha çalışmalarını merak edenler, beş dakikalarını ayırıp ‘Google Paşa’ ya sorabilir. Ya da, daha önceki yazılarımızı yeniden gözden geçirebilirler. Özellikle, “Amerikan-Gürcü oyunları”, “Paraziter güdümlü milliyetçilik”, “Bir Amerikan şeyi deyer bize” başlıklarını taşıyanları...


Amerikalılar soğukkanlı ve kontrollüdürler; kurdukları plana göre hareket ederler, neyi ne zaman ve nerede söylemek gerektiğini bilirler. Ama projenin acul bir yerel partneri vakti gelmeden ötebilir. Nitekim geçen yıl bugünlerde, Gürcistan Parlamentosu sözcüsü Levan Vepkhadze çıkıp, “tarihsel tecrübelerimize dayanarak yakın gelecekte Kuzey Kafkasya’da ayrılıkçı bir hareketin patlayacağını bekliyoruz” deyivermişti. Levan Vepkhadze erken öten horozun akıbetine mi uğradı bilemeyiz, ama bu kadar ateşli çıkıştan sonra en azından bronşit olmalı ki, hanidir sesi soluğu duyulmadı...


• • •


Amerikalılar emperyal güç olma deneyimini İngilizlerden devralmışlardır. Bu deneyim ‘önce tanı-keşfet, sonra el at’ olarak özetlenir. Hedef aldıkları ülkede-bölgede önce hangi tarihi geçmişin, hangi etnik-dini çatışma alanlarının, hangi dostluk-düşmanlık damarlarının, velhasılı hangi toplumsal fay hatlarının aktif olduğunu anlayıp oyun planlarını bunun üzerine kurarlar. Kuzey Kafkasya’nın fay hatları da en aptal Amerikalının bile kolayca görebileceği kadar ortadadır, Azerilerin dediği gibi ‘gabaktadır’…

En kabaktaki’ fay hattımızı malzeme bellediler. 21 Mayıs (1864) yenilgimizi, kırımımızı ve sürgünümüzü… Mr. Howard üç yıldır Washington-Tiflis arasında mekik dokuyup, bu malzemeden harç yoğuruyor. Kuzey Kafkasya’yı, özellikle de Adığeleri hedef alan bu saha çalışmaları 2014’e ayarlı bir saat gibi tıkır tıkır işliyor. Zira 2014 hem Çerkes sürgünün 150’nci yılı, hem de ‘Çerkeslerin kemikleri üzerine inşa edilen Soçi Olimpiatları’ yılı.


Öyle anlaşılıyor ki, Mr. Howard’ın el altından yürüttüğü çalışmalar Mr. Wilson’un işaretiyle önümüzdeki dönem aleniyet ve hız kazanacak, Levan Vepkhadze’nin dediği gibi “Kuzey Kafkasya’da ayrılıkçı bir hareketin patlaması” için elden ne gelirse yapılacak. Hesaplar tutarsa, 2014’de Kuzey Kafkasya’da bahar patlaması yaşanacak.


Elbette ‘Kafkas Baharı’na yönelik saha çalışmasının bir ayağı da diasporadır. Kimi ülkelerdeki diasporalar olumlu sinyaller verse de, belirleyici olan Türkiye diasporası hala çözülebilmiş değildir. Konferanslar yoluyla avlanan üç beş münferit dışında, hala ‘Nuh deyip Peygamber demeyen’ yeknesak bir blok var. Mr. Wilson ‘Kafkas Baharı’ müjdesini Türkiye’de vererek, bizi önemsediğini belli ediyor…


Mr. Wilson’un müjdesi diasporada nasıl bir karşılık bulur bilemeyiz, ancak bunun Mr. Howard tarafından dikkate alınacağı ve saha çalışmalarının hızlandırılacağı muhakkak. Zaten son birkaç yıldır hissettiğimiz ve altında yavaş yavaş ısınıp genleşmeye başladığımız alçak basınç, baharın habercisi değil miydi ki?.. Ha gayret Mr. Howard, bak Mr. Wilson da yardımına geldi. Vanaları açın, basıncı artırın ve bizi 2014 baharına erdirin...


Artık sıra bizde, bahar kapımızda. Amerikan Merkez Bankası matbaası biraz da bizim için çalışacak ve cari hesap defterinde bizim de adımız yazılacak…


Kaynak: http://www.kafkasfederasyonu.org/dokuman/kose_yazi_s_babakus26.htm
 

Facebook Facebook Digg Digg Google Google Del.icio.us Del.icio.us
Diğer Konuk Yazar Yazıları
Bütün Yorumları görmek için tıklayınız!
Hava Durumu
ANKET
Aleksandr Ankvab'ın Siyasete Dönüşünü Onaylıyormusunuz
Diger anketlerimiz için tıklayın...
Yol Durumu

©
Copyright 2011 Abhazyam.com Her hakkı saklıdır.