RSS / XML
Foto Galeri
Video Galeri
Bu haber 17 Mayıs 2011, Salı 16:35:13 tarihnde eklendi. 1209 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Anzor Mukba ile röportaj

ABHAZYA'YA DÖNÜŞ KOMİTESİ BAŞKANI ANZOR MUKBA İLE YAPILAN SÖYLEŞİ
Anzor Mukba ile röportaj ABHAZYA CUMHURIYETI GERİ DÖNÜŞ DEVLET KOMİTESİ BAŞKANI ANZOR MUKBA İLE ABHAZYA CUMHURİYETİ GAZETESİ MUHABİRİ ZAİRE TSVİJBA'NIN YAPMIŞ OLDUĞU SÖYLEŞİ.

“ABHAZYA - ORTAK EVİMİZ”

ABHAZYA’YA GERİ DÖNÜŞ ÜZERİNE SORULAR

 Soru: Geri Dönüşçü (repatriant) kimdir? Geri Dönüş Komitesi aracılığı ile kimler Abhazya Cumhuriyeti Vatandaşı olabilir?

Anzor Mukba: 1998 yılında, Abhazya Cumhuriyeti Parlamentosu tarafından, Abhazya Cumhuriyeti Anayasası’na yeni bir yasa eklendi: GERİ DÖNÜŞ YASASI
Bu yasaya göre; Rus-Kafkas Savaşları, Rus-Osmanlı Savaşları, ya da 19. yüzyılda yaşanan herhangi bir trajik olay sırasında ve sonrasında, anavatanını terk etmek zorunda bırakılan tüm Abhaz-Abaza kökenlilerin yaşayan çocukları ve torunları “repatriant” tanımına girer. Onlar, günümüzde, dünyanın bir çok değişik ülkesinde varlıklarını sürdürmektedirler. Repetriant olarak tanımladığımız tüm bu Abhaz-Abaza kökenlilerin Abhazya Cumhuriyeti vatandaşı olma ve Abhazya’da yaşama hakları vardır.

Soru: Bildiğiniz gibi 19. yüzyılda Adige Halkı da Osmanlı İmparatorluğu’na sürgüne gönderildi. Adigeler Abhazların yakın akrabalarıdır. Onlardan da bir çok kişi Kafkasya’ya, özellikle de Abhazya’ya dönmek istiyor. Neden onlara da Abhazya Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmesin?

Anzor Mukba: Evet, haklısınız. Kafkas-Rus Savaşları’ndan sonra Adige-Çerkes Halkının büyük bir çoğunluğu anavatanından uzaklaştırılmıştır. Sizin de söylediğiniz gibi, onlar bizim en yakın akrabalarımızdır; köklerimiz ortaktır. Ancak, Adigeler, uluslararası normlar dikkate alındığında, Abhazya’da “repatriant” kavramı içine girmezler. Çünkü, onların tarihi anavatanları zaten var. Bu vatan Kuzey Kafkasya’dır ve günümüzde Adigey, Karaçay-Çerkes ve Kabardey Balkar Cumhuriyetleri olarak adlandırılır. Adigeler, yukarıda da belirtiğimiz uluslararası normlar dahilinde, yasal olarak bu üç ülkede “repetriant” statüsü alabilirler.

Soru: Ama yasaları insanlar yapar…

Anzor Mukba: Evet, yasaları insanlar yapar. Ancak repatriantlık, sınırları net olarak belirlenmiş bir kavramdır. Hemen tüm ülkeler tarafından benimsenmiş olan bu kavrama göre, her insan ancak kendi tarihi anavatanında “repetriant” olabilir. Anavatana Geri Dönüş Komitesi olarak bizler, repetriant olsunlar ya da olmasınlar, Adige kardeşlerimizi de her zaman yanımızda görmek isteriz. Ancak bu konu komitemizin görev sınırları dışındadır. Sorunuzun muhatabı Abhazya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki “Vatandaşlık Komisyonu”dur.
Şunu da gözden kaçırmamak gerekir ki, Abhazya’da yaşayan Abhazlar, nasıl ki anavatanından uzakta yaşayan kardeşlerini yanlarında görmek istiyorlarsa, diğer Kafkas Cumhuriyetlerinde yaşayan Kafkas Halkları da, diasporadaki kardeşlerini kendi ülkelerinde; kendi yanlarında görmek istiyorlar. Onların bu arzularına da saygı duymalıyız.

Soru: Peki ya Ubıhlar? Bildiğiniz gibi Ubıhya adlı bir ülke artık haritalarda yok. Ancak Kafkasya onların da ülkesi. Ubıhlar Kafkasya’ya dönmek istedikleri zaman nereye yerleşmeli?

Anzor Mukba: Anavatana Geri Dönüş Komitesi olarak bizler, Ubıhlara her zaman özel bir yaklaşım içinde olduk. Ubıhların vatandaşlık hakları üzerinde fikir yürütebilmek için, öncelikle Ubıh gerçeğini iyi bilmemiz gerekiyor. Maalesef bu eski ve gururlu halkın, günümüzde, başta kendi anavatanları Ubıhya olmak üzere, Kafkasya’da toplu olarak barındıkları tek bir yer bile yok. Sadece Abhazya’da ve Adigey’de ayrı ayrı yaşayan bazı Ubıh aileleri var. Bu şartlarda onların ülkesini yeniden kurmak çok zor. Köklü bir geçmişe ve kültüre sahip olan Ubıhların, binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan sürülmeleri ve ardından tarih sahnesinden silinmeleri, bizce 19. yüzyılın en trajik olaylarından biridir. Bu korkunç olay, aynı zamanda Çarlık Rusyası’nın üzerinde kapkara bir iz olarak kalmıştır.
Anavatana Geri Dönüş Komitesi olarak bizler de, en yakın akrabalarımız olan Ubıh halkının bu gerçeğinden hareketle, Kafkasya’ya dönmek isteyen Ubıhların, seçtikleri herhangi bir Kafkas ülkesine yerleşmelerinin önünde hiçbir kısıtlama olmaması gerektiğini düşünüyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle, Ubıhların Abhazya Cumhuriyeti vatandaşı olmalarına sıcak bakıyor, kendilerine verdiğimiz kimliklerde onları Ubıh olarak tescil edip varlıklarının korunmasına yardımcı olmaya çalışıyoruz.

Soru: Son iki yılda diasporada yaşayanlar için Abhazya’ya giriş-çıkışların kolaylaştığını görüyoruz. Bu kolaylıkların geri dönüş hareketine her hangi bir olumlu-olumsuz etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?

Anzor Mukba: Giriş-çıkış kolaylığının geri dönüş sürecine olumlu katkısı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Örnek vermek gerekirse; son iki yılda Türkiye ve Suriye’den yaklaşık yüz kişi Abhazya’ya kesin geri dönüş yapıp yerleşti. Ayrıca binden fazla diasporalı da Abhazya vatandaşı oldu. Bunun yanında, 1600 kadar Kuzey Kafkasyalı Abazanın, Abhazya vatandaşlığını aldığını ve yerleşmeye başladığını belirtmekte yarar görüyoruz. Tabii Acaristan Cumhuriyeti’nden gelip yerleşen onlarca Abhazı da unutmamak gerekir.
Rusya Federasyonu’nun Abhazya Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını tanımasının, geri dönüş isteğini ateşlediğini görmek mümkündür. Diasporalı kardeşlerimizin, Rusya Federasyonu’nun bu jestini coşkuyla karşıladığını ve tarihi anavatanlarının bağımsızlığına arka çıkan Rusya Halkına ve Rusya Hükümetine sempati duymaya başladığını söyleyebiliriz. Bu da Abhaz diasporasının, Rusya’ya duyduğu tarihi güvensizliği terk etmeye başladığını göstermesi açısından önemlidir.
Diasporamız diyor ki: “Bizim atalarımız Rus Kafkas Savaşlarında özgürlük ve bağımsızlık için savaşmıştı. Rusya bizi vatanımızdan sürgün etti. Ancak günümüzde farklı bir Rusya ile karşı karşıyayız. Bu Rusya, zor durumda olan kardeşlerimize yardım etti. Elbette ki, bundan sonra Rusya’ya karşı duygularımız değişecektir. Geçmişteki acı olayları unutmaya çalışacağız. Rusya’ya güveniyoruz ve daha fazla güvenmek istiyoruz. Umuyoruz ki, Abhazya’mız, bundan sonra barış ve huzur içinde olacak ve kültürel, ekonomik, siyasal ve sosyal gelişimini hızla sürdürecektir.”

Soru: Tarihi Anavatanına geri dönmek isteyenler özellikle hangi ülkelerden geliyorlar? Bu soruya ayrıntılı yanıt almak isterdim.

Anzor Mukba: Ürdün diasporamızdan bir grup Abhaz, geri dönüş şartlarını incelemek için, kısa bir süre önce bize geldi. Sonra tüm Abhazya’yı karış karış gezdiler. Ülkemizin tabiat şartlarına ve insanlarımızın sıcaklığına hayran kaldılar. Onlara yerleşmeleri için Oçamçira ilçesinde toprak önerdik. Bu toprakları karşılıksız vereceğimizi öğrendiklerinde şaşkınlıkları görmeye değerdi. Bize, “Madem ki, siz bize bedelsiz toprak veriyorsunuz, bizler de evlerimizi kendimiz yaparız. Ayrıca Abhazya’da imalat sektörüne yönelik yatırımlar da yapmayı düşünüyoruz…” dediler.
Ardından, Abhazya’ya Suriye diasporamızdan bir grup geldi. Onlara da aynı şekilde toprak teklif ettik. Suriye ve Ürdün’de yaşayan Abhaz kökenli Aryütaa ve Ageçaalar, sülale toplantılarında, hepbirlikte gelip Abhazya’ya yerleşmeye karar vermişler. Toplamda yetmiş kadar aileden oluşan Aryütaa ve Ageçaalar zaman yitirmeden bu kararlarını uygulamaya koyacaklarını söylediler.
Türkiye’den gelip Abhazya’ya yerleşmeyi düşünenlerin sayısı çok daha fazladır. Türkiye diasporamızdan özellikle gençler ve ortayaşlılar dönüyor. Türkiyelilerin görüp beğendiği Oçamçira ilçesinin Kındığ köyü sınırlarında, Oçamçira Belediyesi ve Kındığ muhtarlığı ile anlaşarak, yaklaşık yüz konutluk bir alan tahsis ettirdik. Buraya yapılacak olan konutların maliyetini konut sahipleri karşılayacak.
Trabzon-Sohum arasında gemi seferleri başlatılabilirse, öyle umuyoruz ki, çok daha fazla Türkiyeli Abhaz, yerleşmek, turizm, alış veriş, yatırım vb amaçlar için Abhazya’ya gelecektir.

Soru: Geri dönenleri karşılamaya ne kadar hazırsınız? İş bulma ve konut sorunlarını nasıl çözüyorsunuz?

Anzor Mukba: Geri dönüşçülerimize 2009 yeni yıl hediyesi olarak, Sohum’da, Eşba Caddesi’nde 44 dairelik bir bina verdik. Ayrıca yine bu yıl, yaz mevsimine kadar 54 dairelik bir binayı bitirip geri dönüşçülerimize vermeyi düşünüyoruz. Gudauta’da da 20 dairelik bir binayı geri dönüşçülerimize vereceğiz. Ardından başka binalar da gelecek. Ancak tüm bunlar maddi durumu uygun olmayan geri dönüşçülerimiz içindir. Maddi durumu uygun olup kendi binasını yapabilecek olanlara, hiç bekletmeden, birkaç dönüm arazi tahsis ediyoruz. Oçamçira Belediyesi, tamamen boş olan Ahaldaba köyü arazisini geri dönüşçülere sunmuş durumda. Oldukça güzel ve verimli olan bu topraklar diasporadan gelecek vatandaşlarımızı bekliyor.
Abhazya’ya gelip yerleşmeyi düşünen ama maddi olanakları zayıf olanlar, gelmeyi düşündüklerini önceden bize bildirip onları davet etmemizi beklemelidirler. Bize,
www.demografia.com internet adresinden ya da İstanbul’daki Abhazya Temsilciliği(0216 418 09 05 – 0216 418 09 78) kanalıyla ulaşabilirler. Uygun şartları oluşturup, İstanbul’daki temsilciliğimizin vizesi ve izniyle onları davet edeceğiz. Habersiz göç, hem bizler için hem de geri dönenler için hesapta olmayan sorunlar yaratabilmektedir.
Anavatanına dönmüş olan hiçbir kardeşimizin çatısız kalmasına gönlümüz razı değildir. Ancak, kendi olanaklarıyla konut sorununu çözebilecek olanlar bu söylediklerimizin dışındadır. Onlar, davetimizi beklemeden de, İstanbul’daki temsilcimizden vize alarak anavatanlarına dönüş yapabilirler.

Soru: Repatriantlar arasında dolaşan söylentilere göre, Abhazya Cumhuriyeti Devleti, maddi durumlarına bakılmaksızın, anavatanına dönen herkese ücretsiz konut ve iş vermek zorundadır. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?

Anzor Mukba: Bu tamamen yanlış bir düşüncedir. Abhazya hiç kimseye hiçbir şey yapmaya mecbur değildir. Abhazya’ya yardım etmek zorunda olan bizleriz. Çok şükür ki, diasporamızın yaşadığı ülkelerde savaş yok ve onları oradan kimse sürmüyor. Kısaca söylersek, diasporamız mülteci statüsünde değil. Kardeşlerimizin, yaşadıkları ülkelerde, kısıtlı miktarlarda da olsa, sermayeleri olduğunu da biliyoruz. Onlar, Abhazya’ya yerleşmeden önce, sermayelerinin hiç olmazsa bir kısmını bu tarafa aktarmak gibi ciddi bir adımı atmaya hazır olmalıdırlar. Şu da iyi bilinmelidir ki, ne Anavatana Geri Dönüş Komitesi’nin ne de Abhazya Cumhuriyeti Devleti’nin olanakları, başvuran herkese anahtar teslimi ev vermeye uygun değildir. Dünyanın hemen hiçbir ülkesinde, hatta geri dönüş konusunda herkese örnek gösterilen İsrail’de bile, herkese karşılıksız yardım yapılmıyor. Bizler de, konut ve arazi yardımını, yalnızca maddi olanakları yetersiz olan geri dönüşçülerimize yapıyoruz. Ancak, bu sözümüzden diğer geri dönüşçülerimize sırtımızı döndüğümüz de anlaşılmamalıdır. Onlara da, danışmanlık ve bilgilendirme anlamında, elimizden gelen her türlü yardımı yapmaya çaba gösteriyoruz.
Bildiğiniz gibi; Abhazya Cumhuriyeti Devleti korkunç bir işgal ve savaş yaşamıştır. Yaralarını sarmaya çalışmaktadır. Yani bizim de bir çok problemimiz var. Bizler de, diasporamızdan ve Abhazya’ya yerleşmeye gelenlerden bu sorunlarımızın çözümü doğrultusunda yardım ve destek bekliyoruz.

Soru: Yani geri dönüşçülere karşılıksız hiçbir şey vermiyorsunuz. Sözlerinizi böyle mi anlamalıyız?

Anzor Mukba: Anayasamızda yer alan “Anavatana Geri Dönüş Yasası”, buradan sürülenlerin çocukları olduklarını ispat ettikleri takdirde, geri dönenlere Abhazya Cumhuriyeti Vatandaşı olma hakkı tanıyor. Unutulmamalıdır ki, Abhazya Cumhuriyeti vatandaşlığı, geri dönüşçülere ulusal kimliğini ve tarihi soyadını koruma olanağı veriyor. Bunun yanında, Abhazya’da yaşayan ve yaşamak isteyen yabancı ülke vatandaşları Abhazya Cumhuriyeti vatandaşı olabilmek için yıllarca beklemek zorundayken, geri dönüşçüler birkaç gün içinde vatandaş olabiliyorlar. Bu sizce de önemli bir olanak değil mi?
Ayrıca, tüm geri dönüşçüler, vatandaş oldukları günden itibaren beş yıl boyunca repetriant statüsü taşıyorlar. Bu statü sayesinde, maddi durumu uygun olmayanlara Abhazya’ya yerleşmeleri için yaptığımız yardımlardan yararlanıyorlar. Anadilini bilmeyenlere ücretsiz dil kurslarımız var. Abhazya Devlet Üniversitesi bedelsiz eğitim olanağı sunuyor. Anavatana Geri Dönüş Komitesi’nin fonu, geri dönüşçülerin çocuklarının anaokulu ve ilköğrenim okulu masraflarını karşılıyor. Geri dönüşçü evlendiğinde ve çocuk sahibi olduğunda belli bir miktar maddi yardım yapıyoruz. Hastalananların hastane masraflarına da katkıda bulunmaya çalışıyoruz.

Soru: Anavatana Geri Dönüş Komitesi’nin, geri dönüşçüler için satın aldığı arsaların ve inşa ettiği binaların bedeli nasıl karşılanıyor?

Anzor Mukba: Bu masraflar Anavatana Geri Dönüş Komitesi Fonu’ndan karşılanıyor. Fonun bütçesi de, Abhazya’da çalışan hemen herkesin maaşının %2’si kesilerek oluşturuluyor. Yani bu para halkın parasıdır.

Soru: Dışarıdan herhangi bir kişi ya da kurum Abhazya’ya Geri Dönüş Fonu’na maddi katkıda bulunabilir mi?

Anzor Mukba: Tabii ki. İsteyen herkes ya da her kurum, hatta geri dönüşçülerin bizzat kendileri bile, fonumuza katkıda bulunabilir. Ancak şunu üzülerek söylemeliyim ki, bugüne dek dışarıdan çok az kişi Geri Dönüş Komitesi Fonu’na katkıda bulunmuştur.
Bizler, bu fonun gücü ile sınırlı kalmamak için, Dünya Abhaz Fonu adında bir fon daha kurmak istiyoruz. Başarılı bir geri dönüş sağlamak istiyorsak bunu mutlaka gerçekleştirmeliyiz.
Bilindiği gibi son günlerde, geri dönüşçüler için, devletin organize edeceği bir “geri dönüş projesi” üzerinde tartışılıyor. Ancak şunun bilinmesi gerekir ki, böyle bir proje için çok ciddi finans kaynakları gerekiyor. Ne yazık ki, Abhazya Cumhuriyeti Devleti’nin olanakları bugün için buna uygun değil.
Özetle söylemek gerekirse; devletimiz, geri dönüş sorununun Abhazya için en stratejik sorunlardan biri olduğunun bilincindedir ve bu bilinçle, olanakları çerçevesinde sorunun çözümü için mücadele etmektedir.

Soru: Vatandaşlık başvurusu yapanların geri dönüşçü olma şartlarını taşıyıp taşımadıklarını nasıl tespit ediyorsunuz? Türkiye’nin ya da diğer Arap ülkelerinin pasaportlarında etnik kimlik belirtilmediğine göre, kimlik belirlemede hangi kıstasları esas alıyorsunuz?

Anzor Mukba: Elbette ki en başta her biri ile tek tek görüşüyoruz. Emin olmak için, bazen de, İstanbul’daki Kafkas Abhazya Dayanışma Komitesi’yle iletişime geçiyoruz. Gerektiğinde, Abhazya’ya yerleşmiş olan eski repetriantlardan hatta diasporada faaliyet gösteren Kafkas Kültür Derneklerinden bilgi alıyoruz.
Tüm bu hassasiyetlerimize karşın, toplu başvurular esnasında hatalarımız da olabiliyor. Örneğin, 2006 yılında Sohum’da gerçekleştirilen Dünya Abhaz-Abaza Kongresi sırasında ve 2008 yılındaki Zafer Günü şenliklerinde böylesi problemlerle karşılaşmıştık. Birkaç gün içinde birkaç yüz başvuruyu değerlendirmek zorunda kaldığımızda bazen hata kaçınılmaz oluyor. Bu hızlı vatandaşlık uygulamasına son verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Dünyanın hiçbir ülkesinde, başka ülke vatandaşlarına birkaç günde kimlik verilmiyor. Abhazya Cumhuriyeti de istisna olmamalı. Bizce, diasporada yaşayan kardeşlerimiz anavatanlarına geldiklerinde, yasal başvurularını yapıp gerekli evraklarını vermeli, bir sonraki gelişlerinde ise vatandaşlık belgelerini almalıdırlar. Böylesi bir uygulamada, olası hataları en aza indirme şansına sahip olabiliriz. Ayrıca, zaman problemimiz olmayacağından, başvuran kişileri daha iyi araştırabilir, diasporada yaşadıkları yörelerin Kafkas Kültür Derneklerinden de soruşturabiliriz. Uygulamanın bu şekilde yürütülmesi doğrultusunda, İstanbul’daki Kafkas Abhazya Dayanışma Komitesi yetkilileri ve bu komitede görev yapan Abhazya Cumhuriyeti Türkiye Temsilcisi ile durum değerlendirmesi yapıldı. Kısa bir süre sonra yeni uygulamaya geçebileceğimizi umuyoruz.
Ayrıca, bundan sonra Abhazya’ya geri dönenlerin yaşadıkları ülkelerde adli problemleri olup olmadığını da kontrol etmeyi düşünüyoruz. Yani, geri dönüş yapmak isteyenlerin adli problemlerini halletmeden Abhazya’ya yerleşmelerine izin vermeyeceğiz. Bu konu üzerinde hassasiyetle çalıştığımızı da bilmenizi isteriz.

Soru: Abhazya Cumhuriyeti vatandaşı olmaya hak kazananlar, herhangi bir gayrimenkule sahip olmak için sürekli olarak Abhazya’da yaşamak zorunda mıdır? Yani Abhazya’da yaşamayan Abhazya Cumhuriyeti vatandaşı da gayrimenkul sahibi olabilir mi?

Anzor Mukba: Elbette ki, sürekli olarak Abhazya’da yaşamayan vatandaşlarımız da gayrimenkul sahibi olabilirler. Çünkü onlar Abhazya’da yaşamıyor olsalar da, bu ülkenin vatandaşıdırlar. Her Abhazya Cumhuriyeti vatandaşının yararlandığı haklardan yararlanabilirler.

Soru: Türkiye’de yaşayan Abhazların sayısı hakkında çok değişik söylentiler var. Örneğin, 200 bin, 500 bin, 700 bin hatta bir milyon kişi gibi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Anzor Mukba: Maalesef Türkiye’deki Abhazlar hiçbir zaman nüfus sayımına tabi tutulmadı. Kişisel görüşümü sorarsanız, 500 bin de 700 bin de abartılı sayılardır. Ancak yine de Türkiye’de yaşayan Abhazların sayısının Abhazya’da yaşayanlardan çok daha fazla olduğunu söyleyebilirim. Ama farkın birkaç kat seviyesinde olduğunu da düşünmüyorum doğrusu.

Soru: Diasporada yaşayan Abhazların sayısı Abhazya’da yaşayanlardan çok daha fazla. Buna rağmen, diasporadan Abhazya’ya toplu göçler söz konusu olmayacak gibi görünüyor. Yani, bir kısmı göç etse bile, diaspora Abhazlarının büyük çoğunluğu bugün bulundukları topraklarda yaşamaya devam edecek. Sizce bu insanlar, varlıklarını sürdürdükleri ülkelerden anavatanlarına ne türden katkılar, yardımlar sağlayabilirler? Bu konuda onlara tavsiyeleriniz var mı? Varsa nelerdir?

Anzor Mukba: Bildiğiniz gibi, Abhazyamız, bağımsızlığı tanınmış bir ülke olarak ilk adımlarını atıyor. Mevcut problemlerin çözümü için hemen herkesten maksimum katkı bekliyoruz. Tabii ki, diasporamızın yardımlarına da ihtiyacımız var.
Abhazyamızın, dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar, tüm Abhazların baba ocağı olduğunu, bu ocağın sönmemesi için elbirliği ile çalışmamız gerektiğini asla unutmamalıyız. Rusya Federasyonu’nun yerinde müdahalesiyle, şükür ki, ülkemiz sürekli olarak yaşadığı tekrardan işgal edilme ve savaş psikolojisinden çıktı. Bilindiği gibi, Gürcü işgali ve ardından çıkan savaş, Abhazya’ya on milyar dolardan fazla zarar vermişti. Ayrıca, daha birkaç ay öncesine kadar, Gürcistan ile savaş hali ve ekonomik ambargo, ülkemizin gelişimi önünde çok önemli engeller olarak duruyordu. Artık elbirliği ile her şeyi yeniden kurmaya ve geliştirmeye mecburuz. Bu amaçla, öncelikle diasporamızdaki iş adamlarımıza sesleniyor, yatırım yaparak ülkemizin ekonomik ve sosyal gelişimine katkı sağlamalarını istiyoruz. Unutulmamalıdır ki, açılan her yeni işyeri ülke kalkınmasına yardımcı olacağı gibi, diasporalıların anavatanlarına dönüşlerine de zemin hazırlayacaktır. Anavatan ve diaspora olarak birleşip bütünleşmek için tarihi bir şans yakaladık. Bu şansı mutlaka iyi kullanmalıyız.

Soru: Abhaz diasporasının geleceği hakkındaki düşünceleriniz nedir? Sizce, diasporada yaşayan Abhazlar bugün yaşadıkları ülkelerde kimliklerini koruyabilecekler mi?

Anzor Mukba: Diasporamızın, anavatan dışında, uzun süre varlığını ve kimliğini koruması maalesef çok zor. Üzülerek belirtmeliyim ki, bunu düşünmek bile bana acı veriyor. Ama gerçeklerden kaçamayız. Bir ulusun varlığını devam ettirmek istiyorsanız öncelikle o ulusun dilini korumalısınız. Dil yoksa ulus da yoktur. Türkiye’de ve diasporamızın yaşadığı diğer ülkelerde azınlık dillerini korumak oldukça zor. Örneğin, Ürdün’de yaşayan Abhazlar anadillerini bilmiyorlar, Arapça ve Adigece konuşuyorlar. Suriye’de de durum pek farklı değil; bu ülkede de anadilini konuşan Abhaz yok denecek kadar az. Türkiye’de ise, Abhazca şimdilik çok daha iyi durumda. Yaşlılar ve orta neslin büyük bir bölümü anadilini biliyor ve konuşuyor. Ancak burada da temel problem, gençlerde dil bilme oranının çok düşük olmasında; ya hiç bilmiyorlar ya da az bilip konuşamıyorlar.

Soru: Sizce, Abhaz diasporasının varlığını sürdürdüğü ülkelerde, Abhazcanın korunması ve öğrenilmesi olanakları sağlanabilir mi?

Anzor Mukba: Maalesef bu çok zor, her şeyden önce, sözünü ettiğimiz bu ülkelerdeki yönetimlerin, azınlık dillerinin yaşatılması ve konuşulmasına gerek duymadıklarını hatta birkaç yıl öncesine kadar karşı çıktıklarını söyleyebiliriz. Ancak günümüzde eskisi kadar ciddi engeller çıkarmıyorlar. Derler ki; “anadilini yaşatmak istiyorsan konuşmalısın”. Eğer istersek, diasporadaki kültür merkezlerimizde insanlarımıza anadilimizi öğretebiliriz. Zaten bu kuruluşlarımızın dans ve müzik grupları yıllardan beri var. Bağımsız gösteriler organize ettikleri gibi, ülke içinde yapılan veya yurtdışında organize edilen festivallere katılabiliyorlar. Dans ve müzik aktivitelerine dil çalışmalarını da dâhil edebilirler.
Tüm bu kazanımlar, maalesef dilimizi ve kültürümüzü diasporada uzun zaman yaşatmaya yetmeyecek. Türkiye’de yaşayan büyüklerimiz, anadillerinin uzun olmayan bir zaman diliminde kaybolacağının farkındalar. Elbette ki buna üzülüyorlar. Ama çok fazla bir şey yapamayacaklarını biliyorlar. Birçoğu da sanki buna razı olmuş gibi. Ancak sevindirici olan şu ki, gençler, özellikle de son yıllarda, Abhazca öğrenmeye ve Abhazya’ya dönüp yerleşmeye oldukça yatkın bir çizgide seyretmeye başladılar. Bu durum bizi umutlandırıyor.

Soru: Peki orta yaşlılar ve yaşlılar Abhazya’ya dönmeyi, burada yaşamayı düşünmüyorlar mı?

Anzor Mukba: Düşünüyorlar tabii. Abhazya’ya dönmeyi ve burada yaşamayı düşünen tanıdıklarım var. Hem de fazla sayıda. Ama düşünmek ve harekete geçmek arasında büyük farklar var. Geri dönüş aslında sanıldığından çok daha zor bir iş. Yaşadığın, yaşamaya alıştığın bir yerden kalkıp, anavatanın bile olsa, başka bir yere taşınıp yerleşmenin kolay olmadığını biliyoruz. Bu aslında büyük bir fedakarlık, hatta kahramanlıktır. Yaşadığımız dünyada ne yazık ki herkes aynı fedakarlığı gösteremiyor. Tabii bu işe yalnız fedakarlık çerçevesinden bakmak da yanlış; geri dönüşün önünde global engeller de var. Unutmamak gerekir ki, günümüzde Türkiye’de yaşayan Abhazlar, ülkelerinden sürülenlerin beşinci ya da altıncı neslidir. Onların büyük bir bölümü artık Türkiye’yi vatan olarak görüyor. Çünkü onlar orada doğup büyüdü, aile oluşturdular. Okudular, iş hayatına atıldılar. Orada akrabaları, arkadaşları, evleri, arabaları, mal varlıkları oluştu. Artık diasporada iyi sayılacak bir yaşamları var. Ayrıca, Türkiye’yi, sürülen dedelerine kucak açan ülke olarak görüyorlar.
Zaten bunun için de Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’nda binlercesi can verdi. İşte bu nedenle sık sık, “Bizler Türkiye Cumhuriyeti’ni oluşturan sosyal topluluğun önemli bir parçasıyız ve bu ülkede mutlu bir yaşam sürmeye hakkımız var” diyorlar.
Bu da aslında doğru bir tespit sayılabilir. Unutulmaması gerekir ki, diasporamızdan birçok asker, bürokrat, politikacı, hem Osmanlı Devleti’nde hem de onun mirasçısı olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde küçümsenmeyecek görevler almıştır. Bilinen bir gerçek de, hem Abhazlar, hem de diğer Kafkas muhacirleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin oluşmasına büyük katkı sağlamışlardır. Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakın silah arkadaşlarından biri de yine bir Abhaz olan Aşkharua Rauf Orbay’dır. Tüm bu saydıklarımız, ister istemez, diasporadaki kardeşlerimizle Türkiye Cumhuriyeti’nin arasındaki bağları güçlendirmektedir.
Özetle şunu söyleyebiliriz; diasporamız için Türkiye bir vatan olmuştur. Buna, sürgünün üzerinden geçen yüzotuz küsür yılın da büyük katkısı olduğunu rahatça vurgulayabiliriz. Ama, vatandan da daha önemli bir şey vardır; o da “anavatan”dır. Abhazlar için anavatan, Kafkas dağlarının Karadeniz’e bakan yamaçlarında ve eteklerinde sahil boyunca bir inci gerdanlık gibi uzanan “Abhazya”dır. Bilindiği gibi, Abhaz halkının tarihin derinliklerinden gelen kökleri buradadır. Bizler, dünyanın yalnızca bu ülkesinde gururla, “İşte bizim tarihimizin ve kültürümüzün kök saldığı ülke burası, biz bu ülkenin ve kültürün gerçek sahipleriyiz” diyebiliriz. Bence, her neresi olursa olsun, cennetin kendisi bile olsa, yabancı bir ülkede mutlu olabileceğini düşünen bir insan hata yapmaktadır. Zaten bir halk efsanesine göre, tanrı kendine ayırdığı cenneti Abhazlara vermemiş midir? Ülkemizi gören hemen herkes bu söylencenin ne kadar gerçekçi olduğunu itiraf ederken, bizim mutluluğu başka ülkelerde aramamız doğru olabilir mi?
Abhazya Abhazların ülkesidir. Sadece bu ülkede ulus olarak varlığımızı sürdürebiliriz. Sadece burada, kendi kimliğimize sahip olup asimilasyona karşı savaşabilir, çocuklarımıza yok olma korkusu yaşamayacakları bir gelecek sunabiliriz.
Dünyanın en eski ve köklü kültürlerinden birine sahip olan halkımız, yine bu topraklarda, geleneksel kültürümüzle modern dünyaya uyum sağlayıp sonsuza dek yaşayacaktır. Tanrı bize yardımcı olsun.

Soru: Kısa bir süre önce 2009 yılına girdik. Abhazlara, özellikle de diasporada yaşayanlara dilekleriniz nelerdir?

Anzor Mukba: 2008 yılı Abhazya Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının tanındığı, tescil edildiği yıldır. 2009 yılında ise, bir zamanlar kendi isteği dışında bölünüp parçalanmış olan ulusumuzun Abhazya’da tekrar bir araya gelmesini diliyorum.

Ayrıca her aileye huzurlu, sağlıklı bir 2009 yılı diliyorum.

Mutlu yıllar!

Röportaj:

Zaira Tsvijba.

*Respublika Abhaziya* (Abhazya Cumhuriyeti) gazetesi yazarı

Kaynak: Respublika Abhaziya Gazetesi


ETİKETLER :
Facebook Facebook Digg Digg Google Google Del.icio.us Del.icio.us
Circassian - NEDEN?
Soru: Bildiğiniz gibi 19. yüzyılda Adige Halkı da Osmanlı İmparatorluğu’na sürgüne gönderildi. Adigeler Abhazların yakın akrabalarıdır. Onlardan da bir çok kişi Kafkasya’ya, özellikle de Abhazya’ya dönmek istiyor. Neden onlara da Abhazya Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmesin? Anzor Mukba: Evet, haklısınız. Kafkas-Rus Savaşları’ndan sonra Adige-Çerkes Halkının büyük bir çoğunluğu anavatanından uzaklaştırılmıştır. Sizin de söylediğiniz gibi, onlar bizim en yakın akrabalarımızdır; köklerimiz ortaktır. Ancak, Adigeler, uluslararası normlar dikkate alındığında, Abhazya’da “repatriant” kavramı içine girmezler. Çünkü, onların tarihi anavatanları zaten var. Bu vatan Kuzey Kafkasya’dır ve günümüzde Adigey, Karaçay-Çerkes ve Kabardey Balkar Cumhuriyetleri olarak adlandırılır. Adigeler, yukarıda da belirtiğimiz uluslararası normlar dahilinde, yasal olarak bu üç ülkede “repetriant” statüsü alabilirler. YORUMU: BİR ABAZA OLARAK SORUYORUM: NEDEN BENİMLE AYNI KÖKTEN GELEN ADIGELER ABAZYA'YA GİDİP YERLEŞE MİYOR DA BUNUN YERİNE SAVAŞTA ASIL YAŞAMASI GEREKEN YER OLAN GÜRCİSTAN'A GÖNDERİLEN GÜRCÜLER GERİ GETİRİLİYOR? NEDEN HALA ADIGELER GİDİP YERLEŞEMİYOR VE AYNI SOYDAN GELDİKLERİ ABAZALARA ÇOĞUNLUĞU OLUŞTURMALARINDA VE YAŞAMASINI İSTEDİMİZ HABZE'NİN DEVAM ETMESİNE YARDIMCI OLAMIYORLAR? KİMLİĞİMİZİN VE SOYUMUZUN YOK OLMASINDA EN BÜYÜK KATKIYI SAĞLAYAN VE DE ŞİMDİ BİZİ TANIYAN RUSLARA GÜVENMEK; ABAZYA'DA YÖNETİMDE??? BULUNANLARA GÜVENMEKTEN DAHA AKILLICA. SAYGILARIMLA
Bütün Yorumları görmek için tıklayınız!
Hava Durumu
ANKET
Aleksandr Ankvab'ın Siyasete Dönüşünü Onaylıyormusunuz
Diger anketlerimiz için tıklayın...
Yol Durumu

©
Copyright 2011 Abhazyam.com Her hakkı saklıdır.