RSS / XML
Foto Galeri
Video Galeri
Bu haber 24 Haziran 2020, Çarşamba 19:52:12 tarihnde eklendi. 3861 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Ankara, Fransız Casusları Yakaladı!

STANİSLAV TARASOV “PARİS VE ANKARA ARASINDA ‘CASUSLAR SAVAŞI’ BAŞLIYOR!
Ankara, Fransız Casusları Yakaladı!
24/06/2020. Moskova. 23 Haziran 2020. REGNUM. Stanislav TARASOV. Foto: Aleksandr Gorbarukoe. Çeviri: Fatih Atan (A’tanba - Тванба).  Tarihsel olarak, Fransız dış istihbaratının bir bütün olarak Orta Doğu'da ve özellikle de Türkiye'de köklü bir istihbarat ağı vardır ve sürüyor. Son yıllarda, diğer güvenlik güçleri için raporlar hazırlarken, yetkilileri tarafından toplanan bilgilerin geliştirilmesi ve analiziyle daha fazla ilgilenen operasyonel faaliyetlerini topluma açık bir şekilde göstermedi. Fakat durum değişmeye başlıyor.

Çünkü Ankara "ittifak üyeliğini Avrupa gemilerinin Türk gemilerine saldırmaması için kullanıyor." Ayrıca Macron'a göre, "Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Suriyeli cihatçı paralı askerleri Libya'ya taşıyor." Bu bağlamda, Fransız yayını Le Figaro, Türkiye “artık kim daha fazla Suriye'ye gereksinim duymuyor?" ve bu bu tehdidi Avrupa ülkelerinin sınırılarına transfer ediyor ve “onun Libya topraklarının kontrolü Avrupa Birliği'ne göç şantajını sürdürmesine izin verebilir” diye yazıyor. Gelişmeler, S-400 Rus uçaksavar füze sisteminin satın alınması ve Ankara’nın Doğu’daki NATO’nun savunma planlamasını engellemesi de dahil olmak üzere, İttifak’ın savunma bakanlarının bir toplantısında Türkiye'nin davranışları konusunu gündeme getirdi.
 
Ankara çok çabuk yanıt verdi. Daily Sabah'ın Türkçe baskısı sansasyonel bir rapor yayınladı. Yayın organı, "Türk karşı istihbarat servisi (Milli İstihbarat Teşkilatı “ MİT” – abhazyam.com) Fransa için casusluk yaptıkları şüphesiyle dört kişiyi gözaltına aldı. Şüpheliler muhafazakar örgütlerin, dini grupların ve Türk Diyanet İşleri Başkanlığı'nın iç işleri ve ayrıca çalışanları hakkında bilgiler topluyordu” - bilgisini verdi. “Onlar, Ülkenin ana dini organı olan - Diyanet İşleri Dairesi (Diyanet) hakkında bilgi toplamak amacıyla İstanbul'un Fatih, Bayrampaşa, Esenyurt, Zeytinburnu, Üsküdar, Ümraniye ve Başakşehir bölgelerinde bulunan muhafazakar örgütlere (aslında Derviş türlü küçük yapılara - S.T.) sızdılar” . Araştırmada "Gözaltında tutulanların terörist gruplar hakkında veri topladıklarını iddia ettikleri, bu işleri vaparken Türk Milli İstihbarat Teşkilatı ajanlarına ait oldukları iddia edilen sahte kimlik kartları kullandıkları” ortaya çıkıyor.
 
Tutuklulardan birinin adı öne çıktı - bu, Afganistan'da görev yaparken Fransa'nın ana dış güvenlik departmanı tarafından görevlendirildiği belirlenen Metin Özdemir adında bir kişi. O, zaten imamlar da dahil olmak üzere 120 kişi hakkında bilgi topladığını ve Fransız makamlarına ilettiğini itiraf etmiştir. Bu olay, bir dizi ilgi çekici öykü içeriyor. Birincisi: Görünüşe göre Türk karşı istihbaratı, Ankara'nın sanırım Libya'da çalışmaya hazırladığı yerel İslamcılardan oluşturduğunu isimleri araştıran Fransız istihbarat ağını belirledi. Şimdi Türkiye'nin bu operasyonel oyunu durdurup topluma açık hale getirmeye karar verdiği an geldi. İkincisi: tarihsel olarak, Fransız dış istihbaratının bir bütün olarak Orta Doğu'da ve özellikle de Türkiye'de bir istihbarat ağı vardır ve varlığını sürdürüyor. Ancak son yıllarda, diğer güvenlik güçleri için raporlar hazırlarken, ajanları tarafından toplanan bilgilerin geliştirilmesi ve analizine daha fazla dahil olan, alandaki faaliyetlerini topluma açık bir biçimde göstermedi.
 
Bu bağlamda, uzmanlar her zaman için, Fransız dış istihbarat başkanlarının istifa ettikten sonra yaptıkları görüşlere dikkat ettiler. Bu tür kişilerin, Orta Doğu'daki durum hakkındaki değerlendirmeleri, dünyanın bu bölgesinin beklentileri her zaman büyük ilgi gördü. Paris'in Washington'a olan bağımlılığı hakkında açıkça konuşan Dış İstihbarat Servisi'nin eski başkanı Alain Julier'i hatırlamak yeterlidir. Bir diğer eski istihbarat subayı Bernard Bajole bir zamanlar Fransız istihbaratının 2003'te Irak savaşını, Mali'de cihatçıların ortaya çıkmasını beklediğini, ancak 2011'de ki “Arap baharı” için daha az hazırlıklı olduğunu, ISIS'in ortayaçıkışında da hazırlıksız olduğunu (faaliyetleri RF’de yasaklanan bir organizasyon) açıkladı. Ve son zamanlarda, bazı raporlara göre, Fransız istihbaratı Suriye'deki konumunu düzeltmeye çalışıyor. Paris, Le Figaro'nun yazdığı gibi, oryantal dil bilgisine sahip olan insanları kendine doğru çekiyor. Ne için? Fransız uzmanlara göre, Macron uzun süreden beridir, Orta Doğu'daki Amerikan siyasetinin zikzaklarını hissetti, Örneğin bu sayede Fransa, Suriye’de bir kenara itildi ve Amerikalılar jeopolitik boşluğu Türkiye ile "doldurmaya" başladı.
 
Bu doğrultuda Paris, karşı oyununu kuzeydoğu Suriye'deki Kürtlerle oynuyor. O, Washington'un Ankara'nın hem Suriye'de ki hem de Libya'da ki neo-Osmanlı projeleriyle oynadığından şüpheleniyor, Rusya'nın da orada nasıl güçlendiğini görüyor. Bu fonun arka planında görünen, Fransa’nın emperyalist içgüdüleri uyanmaya başlıyor. Bu arada, Macron, The Economist ile yaptığı röportajda Fransız siyasetinin Suriye'deki çöküşünün nedenlerini analiz ederken, “Paradoks, hem Amerika'nın kararının hem de Türkiye'nin saldırganlığının aynı sonuca yol açmasıydı: IŞİD'e karşı savaşan ortaklarımız olan Suriye Demokratik Güçleri kurban edildi. Bu kilit bir soru. Stratejik ve politik bir bakış açısından, NATO için büyük bir sorun oldu ... Birincisi, Avrupa savunması: Avrupa askeri strateji ve askeri potansiyel alanında bağımsız olmalı. İkincisi, Rusya ile stratejik diyalogu sürdürmeliyiz.” Bu durum açıkça "ABD'nin Paris, Londra, Berlin'i pasifleştirerek Moskova ve Ankara'yıı ittfak kurmaya itti" diyerek görüşlerini berlirtti. 
 
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu, "Macron'un Suriye'de bir Kürt terörist devleti kuracağı" değerlendirmesinde bulunuyor. Kürt yayınları ise, ABD ve Fransa'nın Suriye’de “Kürt guruplarında siyasi olarak idari tek bir Kürt yapılanması yaratmayı umarak, birbiriyle yarışan iki Kürt gurubunu uzlaştırmaya çalıştıklarını" inkar etmiyor. Ancak Ankara’nın eylemleri mantığından yola çıkarsak Trump, Kürtlerle olan ilişkileri yönünde, önceki konumlarından bir biçimde geri çekildi ve bu da Macron'un “Türk ateşi” altında kalmasına yol açtı. Dolayısıyla, Türk-Fransız casus skandalı, parlayan bir biçimde ciddi bir jeopolitik arka plan ortaya koyuyor. Bu bağlamda, Türk yayın organı Aydınlık, “Macron, NATO ile değil Türkiye ile ilgileniyor” diyerek Suriye'de Türkiye ile Avrupa değil Washington ve Ankara arasında koordineli bir politika olasılığının  bulunacağını ve  o “NATO'nun ABD ve Türkiye tarafından yararlanılmasının engellenmesi çağrısında bulunuyor “. Bundan sonra Paris’in daha ne tür adımlar atacağını bekleyeceğiz. 
 
Kaynak: https://regnum.ru/news/polit/2991014.html
 
www.abhazyam.com 

ETİKETLER :
Facebook Facebook Digg Digg Google Google Del.icio.us Del.icio.us
Bütün Yorumları görmek için tıklayınız!
Hava Durumu
ANKET
Aleksandr Ankvab'ın Siyasete Dönüşünü Onaylıyormusunuz
Diger anketlerimiz için tıklayın...
Yol Durumu

©
Copyright 2011 Abhazyam.com Her hakkı saklıdır.