Güney Kafkasya Satranç Oyunu.

22/03/2018. Moskova. 21 Mart 2018. Stanislav TARASOV. REGNUM. Çeviri: Fatih Atan (Atanba – Тванба). 27 – 28 Mart 2018 Tarihleri arasında, Güney Kafkasya’da güvenlik ve istikrarın sağlanması amacı ile Cenevre’de, BM, AB ve AGİT eş başkanlığında, Gürcistan, Abhazya, Güney Osetya, Rusya ve ABD arasında sürdürülen görüşmeler öncesinde, bölgede kuvvet kullanılmaması konusunda ortak deklarasyon hazırlanması için planlama çalışmaları yapıldı. Eşbaşkanlar tarafından hazırlanan deklarasyon, görüşmelerdeki tüm katılımcılar tarafından kabul edilmesi önerildi, ancak yasal bir bağlayıcı yapıya sahip olmayacak. Açıkçası, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakan Yardımcısı Dimitry Karasin’e göre, eğer gerçekleşirse, bu tür bir deklarasyon “Sözlü” yani “Varlığı Yok” gibi kabul edilecektir. Ve burada, Abhazya ve Güney Osetya’nın statüleri konumuna değinilmeyecek.

Karasin’ göre, böyle bir konumda bile olsa deklarasyon “siyasal ve insani düzeyde ileriye doğru atılmış, kayda değer önemli bir adım olacaktır” çünkü “taraflar, bölgede var olan bütün sorunların barışçıl yollar ile temas ve görüşmeler ile çözülmesi konusundaki iyi niyetlerini göstermiş olacaklardır”. Ancak, Gürcistan’ın tıpkı 2008 yılında olduğu gibi Rusya’nın Abhazya ve Güney Osetya Cumhuriyetlerini tanımasını bahane ederek, teorik anlamda savaş açmayı düşünmesi mümkün olabilir. Abhazların ve Osetlerin, yeniden “Gürcüler” ile birlikte olmak isteyecekleri gerçeği gibi. Birçok Gürcü uzman ve siyasetçi tarafından uzun zamandan beri, bu sürecin geri dönüşü olmayan bir aşamaya geldiği fark edildi. Tiflis’deki bazı çevreler, batının, Gürcülerin, Persler ile mücadelesi sırasında, Rusya’nın etnik anlamda yapmış olduğu koruma gibi Gürcistan’ın yanında asla savaşa girmeyeceği gerçeğini anlıyorlar. Bu nedenden dolayıdır ki, Tiflis için en mantıklı ve gerçekçi çıkış yolu, Suhum ve Tskhinval ile eski tarihi bağların yenilenmesi ve ilişkilerin normalleştirilmesi için devletler arası görüşmelere geçilmesi olacaktır.

Bu durumda, Moskova, belli yükümlülüklerin yerine getirilmesi için garantör olarak hareket edebilir. Ancak, Gürcistan’da muhalefet temsilcileri oldukça etkileyici bulunuyorlar ve bunu “Ülkenin ulusal temel çıkarlarına ihanet” olarak kabul ediyor, Moskova’nın kendisini çatışma içerisinde taraf olmadığını belirtmesine rağmen “Sorunun, Gürcistan, Abhazya ve Güney Osetya arasında değil, Gürcistan ve Rusya arasında görüşülmesi gerekir” diye belirtiyorlar. Bundan sonra, Gürcistan Devlet Başkanı Giorgi Margvelashvili’nin ABD ziyareti sırasında “Rus Tehdidi” sendromundan kurtulmak için Rusya ile (Abhazya ve Güney Osetya’nın konumundan söz etmeden) güç kullanılmaması deklarasyonu üzerinde ayrıca uzlaşma olabileceği amacı ile bazı muğlak açıklamalarda bulundu. Örneğin, “Gürcistan, Rusya’nın saldırgan politikaları ile tek başına baş edemez” ve daha sonra da ülkesini batı ittifakları ve NATO’nun Doğu Cephesi için bir “Sıçrama Tahtası” olabilir, açıklamaları gibi.

Ancak, çeşitli faktörler bulunuyor. Daha geçenlerde Gürcistan Başbakanı Giorgi Kvirikashvili, Alman Die Zeit gazetesine yaptığı bir söyleşide “Gürcistan, NATO’ya katılmak konusunda herhangi bir sorun görmemektedir ve aynı zamanda Rusya ile işbirliğini de sürdürmektedir” dedi. Onun ülkesinin “NATO’ya girmesi, Abhazya ve Güney Osetya’nın askeri yollarla alınması anlamına gelmez”. Şimdi, İsveç Gazetesi Svenska Dagbladet’e göre, Vladimir Putin’in, devlet başkanlığı seçimlerinde üstün bir zafer elde etmesi sonrasında, Rusya’nın sadece Güney Kafkasya politikalarında değişiklik beklenmeyebilir, ancak aynı zamanda “NATO, yakın bir zaman süreci içerisinde Gürcistan’ın Atlantik birliğine girme önerisini kabul etmiyor gibi görünüyor”. Bizim görüşümüze göre, Tiflis’in kendisini içerisinde bulduğu karmaşık jeopolitik konumun gerçekleşmesi, Kirikashvili’nin itirazlarını, Moskova ile karşılıklı görüşme çağrısına hazırlaması, ana neden olarak duruyor.

Başbakan, Abhazlar ve Osetler ile doğrudan görüşmeye hazır olduğunu açıkladı. Ve bu konuda, Rus tarafının bu konudaki yapıcı yaklaşımını memnuniyetle karşılayacağını vurguladı. Yine de, kendi duruşunda bulunmak niyetinde bulunuyor. Tiflis, 2008 yılında imzalanan ateşkes anlaşmasının 5. Noktasına göre “Yüksek Siyaset İçeren” uluslararası bir güvenlik mekanizmasının yaratılmasını amaçlamaktadır. Gürcistan’ın Cenevre görüşmelerindeki temsilcisi Zurab Abashidze “Cenevre’deki görüşmeler, daha yüksek düzeyde sürdürülecek” konusunu reddetmiyor. Onun belirttiğine göre “Eğer, sorunlarımıza, küresel düzeyde bakarsak, ne demek istediğimiz daha net anlaşılır hale gelecektir”. Ancak, gerçek olan şu ki, Dağlık Karabağ Sorunu çözüm görüşmelerindeki deneyimlere bakacak olursak, bildirimler düzeyinde oluşturulan sözlü anlaşmalar bile, tarafların çatışmasına engel olamamaktadır. Bu kez, nasıl olacak?

Kaynak: https://regnum.ru/news/polit/2394039.html