Nazlı Başaran Söyleşisi | Abhazya haberleri

23/05/2017. İstanbul. 23 Mayıs. Abhazyam.com. Fatih Atan (Atanba - Тванба). Abısta Tiyatro Topluluğu, Ayla Algan’ın süpervizörlüğünde ve Nazlı Başaran yönetiminde yaşama geçen genç bir topluluk. 24 Mayıs 2017 Tarihinde Kadıköy Bahariye "Ak'la - Kara Tiyatrosunda Saat: 20.00'de “YUVA – Bir Eve Dönüş Hikayesi” adlı tiyatro oyunu ile tiyatro severlerin önüne çıkıyor.

Abhazyam.com Genel Yayın Yönetmeni Fatih Atan, Abısta Tiyatro Topluluğunu, Abhaz – Kafkas Diasporası ve Tiyatro Dünyası tarafından daha yakından tanınması amacıyla, Tiyatro Yönetmeni Nazlı Başaran ile söyleşide bulundu.

Nazlı Başaran söyleşisi.

Sn. Başaran, söyleşimize önce kendinizi tanıtarak başlayalım, isterseniz?

Öncelikle söyleşiye başlamadan sizlere Abısta Tiyatro Topluluğu’na gösterdiğiniz ilgiden dolayı ekibim adına çok teşekkür ediyorum. Çok yeni bir topluluğuz ve bu yapmış olduğunuz şey bizim için çok kıymetli. Kısaca kendimi tanıtacak olursam 10.03.1990 İzmir doğumluyum. İzmir’in Arıkbaşı Köyü’ndenim. Annem Şapsığ, babam Kabardey ve doğduğumdan beri Kafkas kültürünün içindeyim. Anlayacağınız ben de anneanne ellerinde büyüyen nesildenim.

Sanat yaşamınızdan kısaca söz edersek?

Profesyonel sanat yaşamım, 2010- 2011 senesi Genel Sanat Yönetmenliğini Ayla Algan’ın yaptığı Tiyatro Araştırma Laboratuvarı (T.A.L) ile yollarımın kesişmesi ile başladı. Daha önce uzun yıllar dans etmiştim, oyunlarda bulunmuştum ama Ayla hoca ile tanışmam benim için bir milat oldu. Onunla çalışmak müthiş bir deneyim. İnsanı yaratıcı kılan bir yönü var ve yürüyen bir okul gibi! Yaklaşık 8 yıldır onun öğrencisi ve oyuncusu olarak projelerde bulunuyorum. Bunun yanı sıra bağımsız uluslararası dans projelerinde, performans tiyatrolarında görev alıyorum. Yazıyorum, çiziyorum. Bir şekilde kendimi ifade etmeye çalışıyorum kısacası.

Özele gelirsek, ABISTA Tiyatro topluluğundan söz eder misiniz?

ABISTA, 2016- 2017 yılları arasında İstanbul Selimiye Abhaz Kültür Derneği bünyesinde kurulmuş bir tiyatro topluluğudur. Derneğin 50. Yılına girerken dernekte aktif olarak görev alan bir arkadaşım Sercan Toksöz daha farklı neler yapılabilir konuşmalarından sonra bana tiyatro topluluğu fikriyle geldi. Bunu oturup eğrisi ve doğrusu ile düşündük. Ne yapmak istiyoruz ve bunu nasıl yapabiliriz diye konuştuk, insanlarla paylaştık. Daha sonra bize katılan arkadaşlarımızla bu fikri proje olarak hayata geçirmeye karar verdik.

ABISTA, deyimi nereden geliyor ve kurmuş olduğunuz tiyatro topluluğuna neden bu ismi verme gereksinimi duyuldu?

ABISTA kelime anlamı ile Abhazya’da her öğün yenilen bir nevi ekmek. Her sofranın olmazsa olmazı. Bizim köyde mamırse deriz ona mesela. Zaten kültür aynı ama ifadeler, cümleler farklı. Biz de topluluğa isim verirken ne olabilir diye düşünüyorduk ve aklımıza bir sofra fikri geldi. Sebebi ise ABISTA Tiyatro Topluluğu’nun sofrasının herkese açık olmasıdır. İsteyen herkesin gelip katılabileceği, bir işin ucundan tutabileceği kolektif bir yer, Abısta. Bu yüzden topluluğun adını “ABISTA” koyduk ve soframıza herkes davetlidir dedik.

Söyleşimizi yine ABISTA'dan sürdürelim, Abısta, Abhaz Dilinde bir deyim olduğunu belirttiniz, Tiyatro oyunlarınız, Abhaz kültürünün tanıtımı üzerinden mi sürdürülecek?

Aslında tam olarak öyle değil. Kurulmuş olduğumuz derneğin bünyesinde Abhaz kökenli arkadaşlarımızın daha yoğun bulunması bunu öyle gösteriyor ama genel olarak tüm Kafkas halklarının mitolojilerinin ve efsanelerinin uyarlanması diyebiliriz. Ama şunu da söylemek de fayda var oyunun büyük bir kısmı Abhaz mitolojisine dayanıyor çünkü ben oyuncularımdan neyi dert edindiklerini, bu projede neyi anlatmak istediklerini sordum ve onlarda bir süre düşündüler. Zamanla Deniz Tanrısı Mşındaw ortaya çıktı daha sonra Ziwawa’ya adak götüren genç kız daha sonra Setenay Guaşe, Ridade ve dahası… Bu yüzden uyarlanması diyorum çünkü çağdaş tiyatro türünde bir oyun oldu. İçinde hem tiyatro hem dans var.

Tiyatro oyunlarında Abhaz Dili kullanılacak mı?

Yer yer kullanılıyor. Bu konuda da çok mutluluk duyuyorum. Durum itibari ile Türkiye’de tiyatro yaptığımızı düşünürsek oyunun dili; Türkçe. Bizler topluluk olarak anavatanlarımızda da oynamak oradaki soydaşlarımızla kavuşmak istiyoruz. Böyle bir durum söz konusu olursa dil konusunda alternatif çözümler üreteceğiz.

YUVA, Bir Eve Dönüş Hikayesi" adlı ilk oyununuzdan ve oyuncularından söz edecek olursak?

Yuva oyunu Kafkas halkları ve kültürü üzerine uzun süren çalışmalar sonucu oluştu. Çoğu soydaşımız gibi bizler de köylerde bu kültürle büyüdük, bu bizim kimliğimiz. Diaspora’nın 153. Yılında Türkiye’de yaşayan ve bu kimlikle var olmaya çalışan gençler olarak olaya farklı bir açıdan bakmaya çalıştık çünkü bulunduğumuz topraklarda dansından, yemeklerinden ve iyi insanlar olduğumuzdan başka bir şekilde anlatılmıyor bu kimliğimiz. Oysa bizim köklü ve gerçekten üretken bir kültürümüz var. Sanatın her dalında var olmuş olan bizler, istiyoruz ki bir de bu pencereden bakılsın kültürümüze. Bu anlamda Türkiye’de yapılan ilk iş diyebiliriz. Ayrıca anavatanımızı nasıl biliyoruz, neyin özlemini duyuyoruz bulunduğumuz koşullar bize neler kattı neler hissettiriyor oyunun çıkış noktası budur aslında. Yuva hasreti çekiyoruz, gurbetlik yaşıyoruz. Bizler, hikayelerden dinliyoruz yuvamızı, göçü, efsaneleri… Ama o topraklarda doğmamış olmamız içimizdeki bu hasreti ve merakı asla azaltmıyor. Atalarımızla yeniden tanışmak, yeniden yorumlamak bizi çok heyecanlandırıyor. Ekibe gelecek olursak tamamen gönüllü ve kolektif bir yapıdan oluşuyor. Hepimiz belli eğitimleri almış, belli işler yapan bireyleriz ama bu süreci birlikte yaşamak bizi birbirimize bağladı. Aslında birlik olmak çok zor değil, onu gördük. Topluluk içerisinde Abhaz da var, Kabardey de, Şapsığ da…

Oyuncu kadrosu ; Anıl Zafer, Pelin Habiçoğlu, Sercan Toksöz, Atakan Şurdum Avcı, Khibla Atan,Ergül Miray Şahin, Ender Azın, Ferah Benan Zafer oluşuyor ve hepsi mükemmel insanlar. Onlarla bu işi yapmış olmaktan dolayı mutluyum.

YUVA'da (genel olarak ABISTA'da) Türkiye Sanat Dünyasının duayenlerinden birisi olarak değerlendirilen Sn. Ayla Algan'ın konumu nedir, bilgi verebilir misiniz?

Daha öncede dediğim gibi kendisi ile uzun yıllardır çalışıyorum ve bu projeden bahsettiğim de çok heyecanlandı. Türkiye’de yüzyılı aşkın süredir var olan Kafkas halkı ile ilgili bu tarz projelerin azlığından bahsetti ve bu işin içine dahil olmak istediğini söyledi. Ekibimizin sanat yönetmeni olarak bizleri izledi, destek oldu, yol gösterdi. Bu yüzden sizlerin huzurunda bir kez daha ustama hem kendi adıma hem de topluluk adına teşekkür ediyorum.

Tiyatro, Türkiye'de zor sürdürülen bir sanat dalıdır, ABISTA'nın geleceği hakkında bilgi verebilir misiniz, profesyonelliğe geçiş, ya da amatör olarak mı varlığını sürdürecek?

Türkiye’de tiyatro gerçekten çok zor sürdürülüyor. Bu konuda olanaklar çok kısıtlı ama biz bu durumdan dolayı geri çekilmeyeceğiz. Üretmeye, çalışmaya devam… Elbette ABISTA’nın profesyonel bir tiyatro topluluğu olması en büyük arzumuz bu yüzden herkese kapımız açık. Yaptığımız bu oyununun geliri ile İzmit’in Uzuntarla köyünde anasınıfı açmayı hedefledik. İstiyoruz ki; yapılan iş dalga, dalga yayılsın. Daha çok destekçimiz olsun ve bu yola bizimle beraber adım atsınlar. Köylere gitmek, sınıf yapmak, sanat atölyeleri yapmak, dilimizi oyunlarla öğretmek, birlikte aynı sofralarda yemek, yemek gibi hayallerimiz var. Hayal olarak kalmaması için ne kadar insana ulaşırsak bizim için o kadar iyi olacağını düşünüyoruz.

Sn. Başaran, Abhazyam.com olarak sorularımıza vermiş olduğunuz yanıtlar nedeniyle teşekkür ediyor, hem size, hem de ABISTA tiyatro topluluğuna, sanat dünyasındaki çalışmalarınızda başarılar diliyor, YUVA'ya da, hoş geldin ve şansın bol olsun diyoruz...

Biz de size sesimizi duyurmamızda yardımcı olduğunuz için teşekkür ederiz. Yuva’mıza selam olsun, bir gün aynı masada abısta yemek ümidiyle…