Abhaz - Rus Anlaşma Taslağı

Fatih Atan (A'tanba)

27/10/2014. Değerli Abhazyam.com izleyicileri, son günlerde Abhazya Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu arasında yeni bir Birlik ve Birleşme (Entegrasyon) Antlaşması imzalanması hakkında bir çok tartışma yaşanmaktadır. Bu tartışmalar, sadece Abhazya Cumhuriyeti topraklarında ve Rusya Federasyonu'nda yaşanmıyor, Abhaz Diasporasında, Gürcistan’da ve tüm batı dünyasında da yaşanıyor.

Ben sizlere, Abhazya ve Rusya arasında yeni bir Entegrasyon Antlaşması yapılmalıdır diyen, Dünya Abhaz – Abazin Kongresi Başkanı Taras Şamba’nın 8 Mayıs 2014 Tarihli söyleşisinden söz etmeyeceğim. (Bknz: http://www.abhazyam.com/haber/4517/taras-samba-soylesisi.html )

Eski devlet başkanı Aleksandr Ankvab’ın önüne konulduğu, ancak Ankvab tarafından imzalanmadığı belirtilen yeni antlaşma taslağından da söz etmeyeceğim.

Ayrıca 27 Mayıs 2014 olaylarından ise hiç bahsetmeyeceğim, çünkü, bu olayların toplum içerisindeki derin izlerinin önümüzdeki günlerde daha birçok kez tartışılacağı, günümüzdeki olaylardan da söz etmeyeceğim. (Bknz: http://www.abhazyam.com/kose-yazisi/330/olga-allenova.html )

Devlet Başkanlığına seçilen, Raul Hadjimba’nın seçim sonrasında toplum içerisinde barış ortamını sağlamak amacı ile devlet kadrolarında ciddi değişiklik yapmayacağım demesine rağmen, ciddi oranda değişim yapmasından söz etmeyeceğim.

Bağımsız basın – yayın organlarına ise hiçbir baskı yapılmayacağını belirtmesine rağmen, Apsnypress Devlet Haber Ajansı Müdürünü görevden almaktan çekinmeyen bir devlet başkanından söz etmeyeceğim. (Bknz: http://www.abhazyam.com/haber/4761/hadjimbadan-ilk-mesaj.html )

24 Ağustos Devlet Başkanlığı seçimlerinde, milliyetçi sloganlar ile iktidara gelenlerin, Abhazya Cumhuriyeti vatandaşlarına, Rusya Federasyonu ile ENTEGRASYON anlaşması taslağını sunmalarından da söz etmeyeceğim.

Hele, hele, 27 Mayıs 2014 Tarihinde ki darbe girişimi sırasında, çektirdikleri fotoğraflar ile hem darbe girişimcilerini ve daha sonra da Raul Hadjimba’yı destekleyen Diaspora yerleşimcisi SAZAN BALIKLARI’nın düşmüş oldukları son durumdan hiç mi hiç söz etmeyeceğim.

Ben sizlere, 1992 – 1993 Abhazya Kurtuluş Savaşı döneminde Abhaz Diasporasında yaşanan gelişmeleri derlediğim “KAFKAS – ABHAZYA DAYANIŞMA KOMİTESİ” /Bir Dönemin Anatomisi 1992 – 1993) adlı kitabımda Abhazya Cumhuriyeti’nde bugün yaşanacak olayları irdeleyen ve 01 Ocak 1993 Tarihinde “Kafkas – Abhazya Dayanışma Komitesi Başkanlığına” sunmuş olduğum ABHAZYA ÜZERİNE GÖRÜŞLER yazımın bir bölümünden söz edeceğim.

Ve bana bugün, konu hakkındaki düşüncemi soranlara da 21 yıl önceki görüşlerimin değişmediğini ve bugüne kadar yazmış olduğum kitap ve yazılarımı da iyi okumalarını öneriyorum.

********

“01/01/1993

KAFKAS – ABHAZYA DAYANIŞMA KOMİTESİ BAŞKANLIĞINA

ABHAZYA ÜZERİNE GÖRÜŞLER

Abhazya üzerine, Dünya’da çeşitli düşünceler ve teoriler üretilmektedir. Bu teorilerin yaşama ve gerçeğe yansıması üzerine de bir takım görüşler öne sürülmektedir.

……

Abhazya’nın nihai kurtuluşu olan “bağımsız Abhazya” gerçeğine bugünkü var olan maddi koşullar içerisinde kısa sürede varılamayacağının bilincine varmak gerekir.

Günümüzde çeşitli elemeler sonucunda Abhazya üzerine üç tane temel görüş kendisini göstermektedir.

1. Görüş: Gürcistan Devleti içerisinde azınlık haklarına saygı gösteren “Üniter Devlet” içerisinde yer almak.

2. Görüş: Gürcistan ile birlikte Federatif bir yapı oluşturup içerisinde özerk bir yapıya sahip olmak.

3. Görüş: Rusya Federasyonu içerisinde “Federal Devlet” statüsü biçiminde yer almak.

……..

(Değerli abhazyam.com okuyucuları, yazının bu bölümü sonrasında üç görüşü irdeliyor ve daha sonra son bölümde ise kendi görüşlerimi açıklıyorum.)

…………

4. Görüş: Son olarak kendi görüşlerimi belirtmek isterim. Gönlüm ideal olanı, yani “Bağımsız Abhazya”

olgusunu içermektedir. Ancak “somut gerçek”lerden kaçılmaması gerektiğine de inanıyorum. Şu anda var olan somut gerçeklerden çıkıp ideal olana ulaşmak gerekir.

Abhazya 31 Mart 1921 Tarihinde Abhazya SSCB’nin ilanından itibaren 10 yıl boyunca bağımsız bir statüye sahip oldu. Stalin döneminden itibaren de bu statü bozularak “Gürcüleştirme” politikası yürütülmeye çalışılmıştır. 1931’den günümüze kadar da bu politika değişmemiştir.

Somut durum, Abhazya’nın vermiş olduğu “Silahlı Mücadele”nin, “Bağımsızlık Mücadelesi” olduğunu bilmemizden geçer. Tarafların, ileride yapılacak olan barış görüşmelerindeki gücü, mücadelede alacakları başarı oranına göre belirlenecektir.

Abhazya’nın başarısı içinde, “Diaspora’da bulunan Abhaz – Çerkesler”in maddi ve manevi desteğinin ne kadar önemli olduğunu gösterir. Abhazya için ideal olana ulaşıncaya değin elimizden gelen her türlü çabayı göstermek zorundayız.

Gönlümde yatan “Somut Gerçek” Abhazya’nın “Bağımsız Devletler Topluluğu” (BDT) içerisinde “Bağımsız Devlet” olarak yerini almasıdır. BM’de ve çeşitli uluslararası kuruluşlarda da yer alabilmesidir. ( O tarihte Avrasya Birliği bulunmuyordu. ) Bunun gerçekleşebilmesi için ileriye yönelik somut koşullar vardır. Abhazya’da verilen mücadelenin nihai hedefinin bu olduğuna inanıyorum.

“Ulusların Kaderini Tayin Hakkı” olgusunun Abhazya’da yaşanan “somut bir gerçek” olduğuna inanıyorum. Ve bu gerçeği yakalamak için ödenmesi gereken bedelin de ne kadar ağır olduğunu biliyorum. Ancak, tarih incelendiğinde “Tarih Yazılırken” de bedel ödenmesi gerektiğinin örnekleri ile dolu olduğunu görüyorum.

……

Saygılarımla.

Kafkas – Abhazya Dayanışma Komitesi Üyesi

Fatih Atan”

*********

Günümüz koşullarında da, Abhazya Cumhuriyeti vatandaşları, bedel ödemeyi sürdürüyor.