Tam Yapılamayan Konuşma | Abhazya haberleri

Fatih Atan (A’tanba)

29/11/2013. Değerli okuyucular, 24 Aralık 2013 Tarihinde Abhaz Dernekleri Federasyonu’nun 3. Olağan Genel Kurulu İstanbul’da gerçekleştirildi. Genel Kurul hakkındaki değerlendirmelerimi bir sonraki yazı da sizlerle paylaşacağım.

Ancak Genel Kurul’da koşullar elvermediği için tam olarak açıklayamadığım konuşmamın yazılı metnini sizlerle paylaşmak istiyorum. Konuşmam sırasında kısaca söz ettiğim konular bile bazı insanların üzerinde derin etkiler bırakmış olduğunu gözlemledim.

Aslında bu insanlar, kürsüye çıkarak tepkilerini göstermiş olsalardı söyledikleri sözlere yanıt verme hakkını elde ederdim.

Konuşmalarında saygı ölçülerini aşan arkadaşlarımızın bazılarının yeni Abhaz – Fed Yönetimine seçilmiş olmalarının yeni yönetim için bir soru işareti olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim.

Apsuvara kurallarının ne olduğunu bilmeyen bu insanları Abhaz Diasporasının engin değer yargısına bırakıyorum.

24 Kasım 2013 Tarihinde konuşulmak üzere hazırlamış olduğum ve bir kısmının tarafımca Genel Kurulda açıklanan konuşma metni.

Değerli başkan, delegeler, Ana vatan Abhazya'dan gelen konuklar ve genel kurulda hazır bulunan konuklar.

Sizlere şahsım adına hoş geldiniz diyor, Genel Kurulun Abhaz Diasporasının toplumsal ve kültürel örgütlenmesine olan katkısının sürmesi dileğimi iletiyorum.

Konuşmam çok kısa olacak, öncelikle böyle bir genel kurulda Abhaz - Fed'in 2009'dan günümüze kadar olan sürecinin irdelenmesinin mümkün olmadığını üzülerek belirtmek isterim. Keşke daha öncede çeşitli konuşmalarda ve yazışmalarda söylediğim ve yazdığım gibi aralıklı olarak yapılacak olan çalıştay toplantılarında bunlar yerine getirilmiş olsaydı.

Neyse, şu anda yapılan genel kurula gelelim, bu kurultayın bazı derneklerimizin bulunmayışı nedeniyle buruk ve eksik yapıldığını da belirtmek isterim. Bu eksikliği gelmeyen dernek yönetimlerini suçlayarak geçiştirmek, Abhaz – Fed yönetimi ve destek veren dernek yönetimlerinin eksikliği ve hatalarını örtmek anlamına gelir ve hatalarının özeleştirisini yapmayanların yeniden yönetime gelmeleri ile sorunun daha da kronikleşeceğini gösterir.

Bu hatalar zincirini şöyle sırlayabiliriz. Öncelikle, benim de ıslak imzam olmasına rağmen seçime geldiklerini söyleyen arkadaşlarımıza üye sayısının yeteli sayıda imzası ile 2. Genel Kurul öncesinde 1. genel kurulun yeniden yapılmasını talep edilen başvuruları yasal olmayan gerekçelerle yanıtlanmadı.

Düzce Abhaz Kültür Derneği tarafından gönderilen genel kurulla katılmama yazısında bulunan bütün olayların sorumlusu, Abhaz – Fed Başkanı ve Yönetim Kurulu ve destek veren üyelerdir. Abhaz Fed yönetiminin yapmış olduğu yanlışlıkları eleştiren benim gibi arkadaşların, yönetimi eleştirdiklerini, Abhaz – Fed yapısını eleştirmediklerini hala anlayamadıklarını görüyorum. Şunu bilsinler ki Abhaz Diasporasının KAFFED’den ayrılarak yeni bir yapı oluşturmasını belirten ender kişilerden biriyim. İsteyen yazılarımı bir kez daha okuyabilirler.

Kısaca şunu söylemek istiyorum. Seçimle geldiklerini iddia eden arkadaşlarım, Almanya’nın karanlık dönemini yöneten Adolf Hitler’de seçimle geldi, şu anda Türkiye’yi yöneten AKP’de seçimle geldi. Özelde Türkiye’yi yöneten AKP’nin 12 Eylül Dönemi yasaları ile ülkeyi nasıl yönettiğini çok iyi biliyoruz. %10 seçmen oyu hırsızlığı, parti lideri sultası.

Bizler bu seçimlere demokratik diyebilir miyiz?

Onun için seçimle geldim, yönetirim mantığının demokratik olmadığını da görmüş oluruz. Genel Kurul öncesinde bazı dernek başkanları toplanıyor, şu dernek başkanı federasyon başkanı olacak kararı çıkarıyorlar ve genel kurula geliyorlar. Buna da demokrasi diyoruz, delegelerin oylarının ne anlamı kalıyor.

Sevgili delegeler, demokrasi nedir biliyor muyuz? Aynı TC. Siyasi Parti Liderleri gibi bir kişi öneriliyor. Ve bizlerinde bunu el kaldırarak oylamamız isteniyor. Diyebilirim ki bir iki yıl daha böyle gidecek.

KADK ve Abhaz – Fed arasında özelde Abhaz- Fed Yönetimini yönlendiren bazı kişilerin bireysel hırsları yüzünden yaratılan ayrışma çalışması bizlerin örgütlenmesine ciddi zarar vermiştir, eğer yeni seçilecek olan yönetimde bunu sürdürecekse daha da fazla zarar verdirmeyi sürdürecektir.

Bundan emin olabilirsiniz.

Bir diğer konu, Abhazya’ya ambargoyu her koşulda sürdüren AKP Hükümeti’nin peşine takılan bir yapı gibi kamuoyunda yaratılan bir imajdan da söz etmek isterim.

AKP Hükümeti üyeleri ile yine AKP üyesi kişiler devreye sokularak yapılan yararsız görüşmeler, 23 Nisan Gösterileri, Akil Adamlar (köleler) ile Federasyon başkanının AKP Hükümeti tarafından ne olduğu bugün bile bilinmeyen “Açılım Politikasına” destek verildiğini belirten konuşması.

Rahmetli Abhazya Devlet Başkanı Sergey Bagapş’ın Türkiye’ye getirilmesi ve daha sonra KAFFED ile değişik dönemlerde yapılan görüşmeler ve alınan kararlar. Hangi birinden Abhaz – Fed üye ve delegelerinin haberi var.

Bunların ve daha birçok olayın, Abhazya’da yaşanan skandal olaylar, hele, hele Abhazya Cumhuriyeti büyükelçilik binasında sürdürülen skandal işgal politikasının sürdürülmesi, Büyükelçinin aynen KAFFED yönetimi gibi tanınmadığının konuşmalarda, uygulamalarda değişik biçimlerde sürdürülmesi ortadan kaldırılmadıkça Abhaz- Fed görüldüğü biçimde ki güdük çalışmalarını sürdürecektir.

Sonuç olarak, Abhazya’nın Büyükelçilik binasındaki işgal kaldırılmadan, Büyükelçiye karşı takınılan seviyesiz davranışlardan vazgeçilmeden, KADK ile olan suni ayrılık politikası ortadan kaldırılmadan, KAFFED ve diğer kurumlarla seviyeli bir çalışma ortaya sergilenmeden, Türkiye’deki demokratik kitle örgütlerinin demokrasi ve hak arama hareketlerine destek vermeden, Abhazya’ya yıllardır her alanda ambargo uygulayan TC. Hükümeti’nin politikaları teşhir edilip protesto edilmeden Abhaz – Fed rüştünü ispat edemez.

Saygılarımla.

24 Kasım 2013

Fatih Atan (A’tanba)

İstanbul Abhaz Kültür Derneği Delegesi ve Abhazyam. Com Genel Yayın Sorumlusu.