RSS / XML
Foto Galeri
Video Galeri
Bu haber 14 Ağustos 2011, Pazar 12:12:27 tarihnde eklendi. 1441 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

14 Ağustos 1992

GÜRCİSTAN'IN ABHAZYA'YI İŞGAL ETTİĞİ GÜN: 14 AĞUSTOS 1992
14 Ağustos 1992 Fatih Atan (Atanba)


14/08/2011. Değerli okuyucular bugün 14 Ağustos, Gürcistan Devlet Başkanı Eduard Şevardnadze, 14 Ağustos 1992'de "Rusya - Ermenistan Güney Kafkasya Demiryolu'nun güvenliğini sağlamak için Abhazya'da güvenliği sağlamak için silahlı kuvvetlerimizi gönderiyoruz" açıklaması ile 30 Eylül 1993 tarihine kadar sürecek olan Abhazya-Gürcistan Savaşı'nı fiilen başlatmış oldu.


Aradan 19 yıl geçti, özellikle Abhazya ve Abhaz Diasporası gençliğinin o günleri çok iyi irdelemesi gerekir. Çünkü günümüzde ülkelerin işgalinin artık silahlı güçler ile olamayacağının, olsa bile uzun süreli olamayacağının en güzel örneği Abhazya-Gürcistan Savaşıdır. Bu savaşı iyi analiz etsinler.


Günümüz koşullarında emperyalist güçler, "yeni sömürgecilik" anlayışının 21 Yüzyıl versiyonları ile toplumların karşısına çıkıyor. Çok Uluslu Şirketler (ÇUŞ) "Emperyalizm" artık, dünya ekonomisinin rantını  ele geçirmek için 20 Yüzyılda ki palazlanma dönemi sonrasında ve 21 yüzyılın başlarında da elinde tutabilmek için ulusları ve ülkeleri istediği gibi yönlendirecek eylemlerini daha fütursuzca yaşama geçiriyor.


İtalyan bir gazeteci, savaş sonrasında Abhazya'lı gazetecilere şunları söylemişti, "Sizler savaşı kazandığınızı zannediyorsunuz, asıl savaş şimdi başlıyor, bizler (Emperyalizm - Batı Dünyası) sizleri teslim almak için, bundan sonra sizlere önce hediyeler, yardımlar, yardım kuruluşları vb. şeyler ile geleceğiz. Daha sonra devlet yöneticilerinize hediyelerimiz ile birlikte ekonomik ilişkiler kurmak için şirketlerimizin temsilcilerini göndereceğiz, daha sonra demokrasi havarileri adı altında Sivil Toplum kuruluşlarımız boy gösterecek, eğitim - dini misyonerlerimiz gelecekler, bunlar sizlerin içerisinden insanlar ile ilişkilere girecekler, sizlerin siyasal bağımsızlığınızı tanımayacağız ama sizler ile ekonomik, kültürel, dinsel anlamda ilişkilere gireceğiz ve bunun adına da "Avrupa Demokrasisi" diyerek sizlere yutturacağız. Ve bunları savunan içinizdeki devlet yöneticilerini sizlere demokrasi havarisi adı altında  sunacağız. Arkanıza baktığınızda elde etmiş olduğunuz bağımsızlığın bugün için ne anlama geldiğini anladığınızda da iş işten geçmiş olacak."


26 Ağustos 2011'de Abhazya Cumhuriyeti'nde Devlet Başkanlığı seçimleri yapılacak, aslında 26 Ağustos Abhazya Cumhuriyeti tarihinde çok önemli bir yer ediniyor. Abhazya Cumhuriyeti'nin bağımsızlığının "Fiili" durumdan "kalıcı" duruma geçtiği tarihtir. Rusya Federasyonu'nun Abhazya'nın bağımsızlığını tanıdığı gündür.


Günümüz koşullarında Emperyalizmin elinde yeni teknoloji ürünleri de bulunmaktadır. Basın Yayın Organlarının arasına İnternet diye yeni bir teknoloji'de girdi. Artık emperyalizm bu teknolojiyi istediği gibi kullanabiliyor, toplumları da yönlendirebiliyor. İnternet Yöntemi ile toplumların nasıl manüpile edildiğinin en güzel örnekleri arasında 2008 Güney Osetya Savaşı bulunuyor. Günümüz koşullarında ki "Arap Baharı" diye yutturulmaya çalışılan Tunus'tan başlayarak Mısır, Libya, Bahreyn, Ürdün, Suriye ile süren gelişmenin ardında Basın - Yayın ve İnterneti kullanarak toplumları yönlendiren Çok Uluslu Şirketler (ÇUŞ) un yönlendirmesi bulunmaktadır.


Uluslara, "Avrupa Demokrasisi" getireceğiz, diyerek enerji ve maden kaynaklarının paylaşım süreci yaşanmaktadır. Kukla Yöneticiler göreve geldikten sonra, toplumların yönlendirilmesi daha kolay olacaktır.  Bağımsızlık ve ulusal istemler "Avrupa Demokrasisi"nin getirmiş olduğu olanaklar (!) ile geri planlara atılacaktır.


Günümüz koşulları ile ilgili olarak yukarıda ki anlatıma bir örnek olacağına inandığım ve Abhazya Cumhuriyeti devlet başkan adaylarından olan Sergey Şamba'nın geçtiğimiz günlerde İnternet ortamında yayınlanan bir demecine dikkatinizi çekmek istiyorum.


Segey Şamba'nın, özellikle Abhazya ve Abhaz Diasporası içerisinde genç kesim tarafından, Abhaz Diasporasından gelerek yerleşen ve belli dini cemaatlerin etkisi altında kalarak misyon çalışmalarını sürdürenler tarafından da desteklendiği vurgulanmaya çalışılan bir lider özelliği taşıyor.


Sergey Şamba ile ilgili olarak Abhaz-Fed İnternet sitesinde ki haberde " Devlet başkanı adayı Sergey Şamba 2 Ağustos’ta Tkuarçal'de seçmenlerle yaptığı görüşmede, ekip olarak Abhazya'yı genç, gelişmiş bir Avrupa ülkesi yapmayı görev edindiklerini söyledi.

10 yıllık sosyo-ekonomik kalkınma planının hazırlanmasına öncülük ettiğini, yanı sıra İsrail ve İtalya'dan uzmanlarla birlikte tarım ve sağlık alanında gelişim programları hazırlandığını belirten Şamba, bu projeleri gerçekleştirmenin halkın kendilerini tercih etmesi ile mümkün olacağını ifade etti.


Şamba “Bizler hukukun üstünlüğü ve demokrasiden yanayız. Abhazya’da ‘düzeni’ sağlamaktan bahsedildiğini duymak çok canımı sıkıyor. Tarihte itibarını kaybetmiş sözcükler var. ‘Düzen’ kelimesi de Avrupa’nın bilincinde Alman faşizmi ve Sovyet Stalinizmini çağrıştırıyor


Şamba “Bazılarınca Avrupa demokrasisine ihtiyacımız olmadığı, kendi demokrasimize sahip olduğumuz söyleniyor. Ancak durum böyle değil. Geleneksel Apsuwa kültürümüzü yeniden canlandırmalıyız, ancak modern süreçleri de görmezden gelmemeliyiz"
  haberi yayınlandı. (bknz www.abhazfederasyonu.org)


Avrupa Demokrasisinin ne olduğunu İtalyan gazeteci Abhaz Gazetecilere net olarak açıklamıştı. Abhazya'yı yönetmeye aday olan liderlerin "Avrupa Demokrasisinin" (!) ne olduğunu herhalde çok iyi bilmesi gerekir diye düşünüyor ve seçimlerin Abhazya'ya Halk :Demokrasisi getirmesini diliyorum.


14 Ağustos 1992'nin bugün için de Abhaz Ulusu için ne anlama geldiğini vurgulamak ve özellikle Abhaz gençliğine örnek olması için Abhazya Cumhuriyeti'nin Kurucusu ve ilk devlet başkanı Vladislav Ardzınba'nın 21 Aralık 1992 Tarihinde Gudauta'da kaleme almış olduğu "Abhazya ile Gürcistan'ın Tarihi ve Hukuki İlişkileri" isimli makalesinin önemli bölümlerini sizler ile buluşturuyorum.

 

***********************************


Vladislav Ardzınba


Abhazya Cumhuriyeti Sovyet Parlamentosu Başkanı


21 Aralık 1992/ Gudauta.


"ABHAZYA İLE GÜRCİSTAN'IN TARİHİ VE HUKUKİ İLİŞKİLERİ"


14 Ağustos 1992'de Gürcistan'ın Abhazya Cumhuriyeti'ne karşı silahlı saldırısı başladı. Bu amaçla 5 Bin kadar Ulusal muhafız sevk edildi.; Transkafkasya Askeri Komutanlığı tarafından Şevardnadze Yönetimi'ne teslim edilen yüz'den fazla tank, çeşitli zırhlı araç, to, savaş uçakları ve helikopterleri kullanıldı. Gürcistan bütün bu gücü silahsız Abhazya'ya karşı kullanarak, Rusya önünde "Aldığı silahlarıi uluslararası anlaşmazlıklarda kullanmama" yükümlülüğünü ihlal etti.


Şevardnadze'nin basına ve BM'e yaptığı açıklamalarda, saldırının gerçek sebeplerini gizlemek için anlaşmazlığa yol açan koşulların birkaç versiyonu ortaya atıldı. birliklerin Abhazya'ya girmesi ile ilgili olarak ileri sürülen bu sebeplerin asıl amacı dünya kmuoyunu yanıltmaktır.


Görüldüğü üzere, Abhazya'ya saldırı savaşın başlamasından uzun süre önce düşünülmüştür. Şevardnadze 1992 yılında "Abhazya'da özellikleri ve sonuçları bakımından Güney Osetya'da olanlardan çok kötü olaylar olabilir" diyordu (argumenti Faktı - 1992, No: 28)


15 ağustos'ta yani saldırının başlamasından bir gün sonra Şevardnadze televizyona çıkarak şu konuşmayı yaptı "Yüce atalarımızın, devletimizin toprak bütünlüğünü korumak için yaptıkları mücadeleler gibi, bizler de hiçbir şeyin önünde durmayacağız. Devletimizi bölmeye çalışan herkesi yok edeceğiz"  


Bu konuşmada, Abhazya'ya karşı girişilen saldırının asıl nedeni ifade edilmektedir. Bu neden, Gürcistan'ın şimdiki devlet rejiminin imparatorluk emellerinde ve Abhazya halkının egemenlik haklarını zora dayalı yöntemlerle yok etmek isteyen yöneticilerin politik maceracılığında gizlidir. Ayrıca toprak bütünlüğü sorunu, bugünkü Gürcistan'ın değil, ünlü bilim adamı A. D. Saharov'un "Küçük İmparatorluk"  diye adlandırdığı (Ogonyok - 1989, No - 31) eski Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin sorunudur. Eski Gürcistan bünyesine, Stalin zamanında Abhazya'da girmişti. Ayrılıkçı ve aşırılık yanlısı denilen Abhazlara gelince, onlarda gerçek etnik sınırları içinde, Gürcistan'ın toprak bütünlüğünden yanadırlar. İngur Nehri'nden Psou Nehri2ne kadar olan toprakları ise (SSCB'nin yıkılması ve Gürcistan SSC'nin varlığının sona ermesinden sonra) doğal olarak başka bir deevlet - Abhazya Cumhuriyeti - kabul etmektedirler. 


Bu bağlamda, Gürcistan'ın "Toprak Bütünlüğünün İhlal Edilmesi" iddasının saçmalığını gösteren, Abhazya ve Gürcistan'ın tarihi-hukuki ilişkilerinin kısa bir özetini ortaya koymanın gereklililği kaçınılmaz olmuştur. Şimdiki Gürcistan Yönetimi, bu iddia yardımıyla, bütün dünyanın gözü önünde açık devlet terörüzmi uygulayarak, Abhazya'da giriştiği barbarca hareketleri haklı göstermeye çalışıyor.


Abhazlar ve Gürcüler, akraba olmayan halklardır. Kökenleri farklıdır; dilleri değişik dil ailelerine mensuptur; farklı adetleri, gelenekleri, maddi ve manevi kültürleri, ulusal karakterleri vardır. Kafkasya'nın yerli halklarından olan Abhazların etnik-kültürel ve dilsel olarak en yakın akrabaları, Kuzey Kafkasya'da yaşıyor. Bunlar Abazinler (Aşkharualar - Abhazyam.com), Adıgeler ve diğer Kuzey Kafkas Kalklarıdır.


............................................


Gürcistan'ın ve bütün eski SSCB'nin sınırlarından bahsederken, bu cumhuriyetlerin BM'ye kabul edilmeleri olgusunun sınırların ve toprakların uluslararası tarafından onaylanması anlamına gelen bir argüman olarak değerlendirmek mümkün değildir. Çünkü SSCB dağıldığında ulusal - devlet yapılarının toprakları ve sınırları uluslararası hukuksal değil,  idari ve iç politik bir karakter taşıyordu. uluslararası Hukuk'a göre tanınmış olan eski SSCB'nin dış sınırlarıydı.


Gürcistan Cumhuriyeti'nin Birleşmiş Milletler Teşkilatı'na (BM) kabulü konusunda birşey söylemek gerekirse, yöneticileri silahlı darbe ile gelen bir devleti dünya topluluğuna kabul etmekle BM'nin kendisi uluslararası hukuk normlarına saygısızlık etmiştir. BM'ye kabul edilme, Gürcistan'ın değil Eduard Şevardnadze'nin kişisel gayretlerinin sonucudur.


Şunu da belirtmek gerekir ki, eski birlik cumhuriyetlerinin bugün aynı şekliyle tanınması, bu topraklarda yaşayan halkların hak ve çıkarlarının, "Uluslararası Hukuk'un" gereklerinin hiç biri göz önüne alınmadan, bu halkların özgür iradesi olmaksızın ve hatta onların çıkarlarına aykırı olarak zorla gerçekleşmektedir.


Üstelik eski SSCB Cumhuriyetleri BM'ye kabul edildikleri zaman, bu birlik cumhuriyetlerinin bünyesine giren birçok ulus (Abhazlar'da dahil) kendi devlet egemenliklerini ilan eden kararlar almışlardı. SSCB'nin, "Federasyon Üyeleri" hakkındaki yasasına göre, özerk cumhuriyetler, birlik cumhuriyetleri ile aynı ölçüde SSCB Federasyonu'nun aynı öğeleri olarak kabul ediliyorlardı. bu şekilde eski birlik cumhuriyetleri BM'ye sadece hesapsız, değil, bir çok halkın, özellikle de 1000 yıldan fazla devlet geleneğine sahip olan Abhaz Halkının ulusal - Devlet Bağımsızlığı ve egemenliği delerasyonunu açıkça ihlal edilerek kabul edilmiştir.


....................................


Kendi halkı için özgürlük, bağımsızlık ve kaba bir dikta, diğer küçük ve bu yüzden de savunmasız halka karşı açık bir şovenizm; işte Gürcistan'ın Abhazya'ya karşı yönelik poltikasının temelinde yatan iki ahlalak anlayışı.

 

Şevardnadze'nin Gürcistan radyosunda 7 ve 8 Aralık 199''de yaptığı konuşmaların Abhaz halkını endişelendirmemesi mümkün değildir. Gürcistan lideri bu konuşmalarında, bütün Abhaz halkının imha edilmesi niyetini açıkça itiraf ediyor. Gürcü Komünistlerin eski önderi özellikle şunların altını çiziyor:


"Buranın (Abhazya'nın - Abhazyam.com) Gürcü Toprağı olduğunu ve burada Gürcistan devletinin kuracağı düzenin geçerli olacağını herkes anlamalıdır... gürcistan'ın kaderi, özgürlüğe ve bağımsızlığa giden yolu bugün Abbhazya'da çözülüyor. Bu yüzden bütün Gürcü vatandaşlarını Gürcistan'ın bu özgürlük ve bağımsızlık mücadelesindee elinden geleni yapmaya çağırdım. Tekrarlıyorum, bu karar kendimle yaptığım mücadele sonunda inançlarıma ve görüşlerime aykırı olarak benim tarafrımdan alınmıştır. Bu doğru değildir, fakat başka yol yoktur.... Bu savaş uzun olmamalıdır, dünya bize inanıyor ve dünya bize birkez inandı, onu aldatmamak zorundayız. Biz barış yanlısıyız ve mümkün olduğunda çabuk bu savaşı bitirmek zorundayız. 2000'li yıllara doğru Gürcistan dünyanın en mutlu ülkesi olacaktır" 

 

*****************


Sevgili okuyucular, 2000'li yılların ilk 10'lu yıllar dönemi bitti, ancak Gürcistan'ın yeni devlet başkanı Mihail Saakaşvili Yönetimi ve ABD, AB Dünyasının – Demokrasisinin (!) (Emperyalizmin) Abhazya Cumhuriyeti üzerinde ki emellerinde herhangi bir değişiklik olmamıştır. 14 Ağustos 1992'inin 19. yıl dönümünde Abhazya Cumhuriyeti ve Abhaz Diasporası, 21. yüzyılda bağımsızlıklarının korunmasında daha duyarlı ve dikkatli olmak zorundadır.
 


ETİKETLER :
Facebook Facebook Digg Digg Google Google Del.icio.us Del.icio.us
Bütün Yorumları görmek için tıklayınız!
Hava Durumu
ANKET
Aleksandr Ankvab'ın Siyasete Dönüşünü Onaylıyormusunuz
Diger anketlerimiz için tıklayın...
Yol Durumu

©
Copyright 2011 Abhazyam.com Her hakkı saklıdır.