RSS / XML
Foto Galeri
Video Galeri
Bu haber 24 Mayıs 2011, Salı 13:21:29 tarihnde eklendi. 779 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Hakan Aksay makalesi

HAKAN AKSAY "ABHAZYA VE GÜNEY OSETYA STALİN VE ORDJONİKİDZE TARAFINDAN GÜRCİSTAN'A HEDİYE EDİLDİLER"
Hakan Aksay makalesi Hakan AKSAY

03/07/2010. Birgün Gazetesi.

Futbol ve kartal gözü, politika ve yalan makinesi

İçimiz dışımız futbol. Aklımız fikrimiz Güney Afrika’da.
Ama illa ki İngiltere-Almanya maçı...
- O gol nasıl verilmezdi kardeşim!
- Gol sayılsaydı, Dünya Kupası’nın kaderi değişirdi!
Almanya’nın İngiltere’yi 4-1 yendiği maçta, İngiliz futbolcu Frank Lampard’ın kale çizgisini epeyce geçtiğini herkesin gördüğü golü, hakem tarafından geçerli sayılmadı.
Sonuçta FIFA Başkanı Sepp Blatter İngiltere’den özür diledi, ama sonuç değişmedi.

* * *

Ve yılların tartışmaları alevlendi:
- Hakem sayısı altıya çıksın!
- Hataları önlemek için teknoloji kullanılsın!
Bazı müzmin muhalifler ve muhafazakarlar ile televizyonların “mahalle kahvesi yorumcuları” teknolojiye karşı çıkıyor:
- Futbol hata oyunudur!
- Oyunun zevki kaçar! Tartışacak konu kalmaz!
Bunlar boş laflar... Teknoloji son yıllarda teniste kullanılıyor. Topun çizginin neresine düştüğünü anında saptıyorsunuz ve sonrasında fuzuli tartışmalar yerine spor karşılaşması sürüyor.
Futbolda da (kale karşısına saniyede 500 kare çeken 6 kamera konulmasını öngören “Kartal Gözü” ile veya kale çizgisi üzerinde oluşturulan manyetik alan ve topun içindeki alıcıyla hakemi uyaran “GLT” ile) teknoloji, hataları önleyebilir.
Böylece hem yanlış riski aza indirgenir, hem de hakemlerin anneleri ve cinsel tercihleri rahat bırakılır.

* * *

Aslında yalnız sporda değil, politikada da teknoloji daha fazla uygulanmalı.
Sadece topun kaleyi geçmesi değil, politikacının söyledikleri de teknolojiyle ölçülmeli. “Vücut dili” analiz edilmeli, daha önce söyledikleri anında ekrana getirilmeli. Varsa yalanı ya da geçmişten farklı bir söylemi, ilgili bölüm anında tekrar tekrar gösterilmeli. Ve “balık hafızalı” toplumlara teknolojik yardım yapılmalı.
Bu kadar da değil. Siyaset ve devlet adamlarının konuşmaları (hiç olmazsa seçim dönemlerinde) poligraf ile denetlenmeli. Yani “yalan makinesi” kullanılmalı.
Ayıp mı olur? Olsun!
Ülkelerin kaderini etkileyen şahsiyetler, bu kadarcık sıkıntıya katlanıversinler!
İyice uzatmamak için konuyu “ABD’nin en zeki Başkanı” ile ilgili bir fıkrayla bağlayayım:
Bush, yeni geliştirilen yalan makinesini kendi üzerinde denemek ister. Başkan’ı makineye bağlayan uzmanlar son açıklamaları yapar:
- Sorularımıza dürüst cevap verirseniz yeşil, yalan söylerseniz kırmızı ışık yanacak. Anladınız mı sayın Başkan?
- Elbette anladım.
Kırmızı ışık yanar!..


Taştandı, tunçtandı, alçıdandı...


Rusların bir sözü var: “Tabancasıyla geçmişe kurşun sıkana, gelecek top atışıyla karşılık verir.”
Gürcistan’ın Gori kentindeki Stalin heykeli 25 Haziran gecesi sessiz sedasız bir operasyonla yerinden söküldü. Muhtemel tepkilerden korkulduğu için bir dizi önlem alındı: Yalnızca güvenlik önlemi değil. Olayın “söylemi” açısından da. Heykel resmen “kaldırılmadı, nakledildi”. Meydandan Stalin Müzesi’ne. Daha doğrusu “Sovyet İşgali Müzesi”ne. Yerinde 2008 Gürcü-Rus savaşında ölen Gürcüler için bir anıt dikileceği ilan edildi.
Yine de tepkiler ve tartışmalar önlenemedi.
Gori, Stalin takma adıyla ünlenen İosif (Josef) Vissarionoviç Cugaşvili’nin doğduğu kent.
Gürcüler Stalin’i ne kadar savunacaklarına karar vermekte zorlanıyorlar.
Bir taraftan dünyayı derinden etkilemiş güçlü bir liderin “hemşeri” olmasının verdiği gurur, öteki taraftan O’nun adının Gürcistan’da hiç sevilmeyen Kremlin, Moskova, Sovyetler ve hatta Rusya’yla neredeyse özdeşleşmiş olduğu hissinin yarattığı rahatsızlık…
Gürcistan’da siyasi mücadelelerin ve milliyetçiliğin zigzaklarına bağlı olarak Stalin’in adı durmadan yer değiştirdi. Sonunda heykelleri ve büstleri kaldırıldı.
Ama Stalin’le hesaplaşma sürecini yaşamadan, sloganlarla fikirlerin üzerini örterek, “konjonktürel” adımlar atarak bu işin içinden çıkmak zor.
Stalin’in değerlendirisinin yapılması, 1956 sonrasında, özellikle de Sovyetler’in yıkılmasına yol açan sürecin başlamasından bu yana, eski sosyalist ülkeler ve sol akımlar açısından en zor konulardan biri olageldi.
Gürcüler açısından bu zorluğun önemli bir yanı da, bugünün “tartışmalı” cumhuriyetleri Abhazya ve Güney Osetya’nın, zamanında Gürcü kökenli Sovyet liderler Stalin ve Ordjonikidze tarafından Gürcistan’a hediye edilmiş olmasıyla ilişkili. Milliyetçiliği ve toprak bütünlüğünü savunurken, işin bu tarafını masaya yatırmak elbette kolay değil…
Heykeller dikmek ve yıkmak, sokak, meydan, metro ve kent adlarını değiştirmek en basiti.
Ama ya beyinlerin değiştirilmesi?

Büyükelçi ne kadar büyük?

Başbakan Erdoğan’ın “monşerler” diyerek aşağıladığı, bazı önemli uluslararası görüşmelerde odaya bile sokmadığı diplomatlar, AKP’den yeni bir “hediye” almak üzere.
Dışişleri Bakanlığı’nın 1994’ten bu yana yürürlükte olan Teşkilat Kanunu değişiyor. “Büyükelçiler görevli bulunduğu ülkelerde Devleti ve Cumhurbaşkanını temsil eder” hükmüne “...ve hükümeti” eklemesi yapılmak isteniyor.
Böylece büyükelçilerin hükümet politikaları dışına çıkamaması, itiraz edememesi, bağımsız davranamaması yolunda önlem alınmış olacak.
AKP mevcut seçim sisteminden azami yararlanarak sürdürdüğü iktidarını en geniş düzleme yaymak için kararlı bir politika izliyor.
Ben Moskova’da Gülen Cemaatı tarafından düzenlenen bazı etkinliklere katılmak istemeyen büyükelçilerin “yukarıdan tavsiye”, hatta “yazılı belge” ile nasıl mecbur edildiklerini çok gördüm. Demek bundan sonra her şey “emir-komuta mekanizması” içinde çok daha kolay halledilecek.

‘Piyasa gazeteciliği’ erotizmi

Erotik fotoğraf güzeldir. Vücudunun büyük bölümünü sergileyen çekici bir kadın... Orantılı bir bedenin, dik göğüslerin ve uzun bacakların gölgeleme yardımıyla yarattığı cazibe... Tahrik edici bir bakış... Ya da objektife hiç ilgi göstermeyerek meydan okuyan bir cinsellik...
Bunlar tamam.
Ama bu kadarı fazla değil mi:
İkinci sayfa, arka sayfa, hatta ön sayfa güzelleri... En “ciddi” gazetelerimizin kağıt baskılarından çok farklı olduğu izlenimini uyandıran internet siteleri... Bazen beşte bir, dörtte bir oranına yükselen cinsel içerikli fotoğraf ve haberler... “Habersiz” fotoğraflar... İçeriksiz “haberler”... Orta düzeyde bir zekanın altında olduğunu haykıran “frikik verdi”, “rüzgarın azizliği”, “nefesleri kesti”, “cesur pozlar” başlıkları...
Yazı işlerinde bu işin mutfağı nasıldır acaba?
- Abi, sayfa tamam, bi tek çıplak kadın kaldı!..
- Tamam oğlum, şurda bi sürü koca memeli foto var. Onlardan seç. Altına da iki satır attır. İç gıdıklayıcı olsun!..
“Saygın” köşe yazarlarının en sıradan ihanet öykülerine çarşaf çarşaf yer vermesi...
Neymiş efendim:
- Gündem bu! Piyasa bunu ister, abi!
“Herkes böyle”nin afyonlayıcı etkisi altında yerlerde sürünen medya kalitemiz... Ve bu arada orta düzeyde bir zekanın altında müdahalelerden dolayı katledilen erotik fotoğraflar...

Kaynak: www.rusya.ru (Hakan Aksay, Birgün, acaba@hakanaksay.com)


ETİKETLER :
Facebook Facebook Digg Digg Google Google Del.icio.us Del.icio.us
Bütün Yorumları görmek için tıklayınız!
Hava Durumu
ANKET
Aleksandr Ankvab'ın Siyasete Dönüşünü Onaylıyormusunuz
Diger anketlerimiz için tıklayın...
Yol Durumu

©
Copyright 2011 Abhazyam.com Her hakkı saklıdır.